Nohutlu, AA muhabirine, Türkiye'de pamuk üretiminin tekstil sektörü açısından hayati öneme sahip olduğunu anlattı.
Bu yılki pamuk üretiminin 900 bin ton civarında olmasının beklendiğini vurgulayan Nohutlu, Türkiye'de yıllık ortalama 1,8 milyon ton pamuk tüketildiğine işaret etti.
Pamuk üretiminin Türkiye için vazgeçilmez olduğunu ifade eden Nohutlu, "Kendimiz pamuk üretemiyor olsak muhtemelen tekstil sektöründe rekabetçiliğimizi yitiririz. Dönem dönem fiyat dalgalanmalarından çiftçilerimiz olumsuz etkilenip başka mahsullere yönelebiliyor. Türkiye'deki üretim 2022-2023 sezonunda 1 milyon ton civarındaydı. 2023-2024 sezonunda 700 bin tona düşmüştü. Dolayısıyla fiyatların dalgalanmasıyla üretim de dalgalanıyor." diye konuştu.
Nohutlu, pamuk fiyatlarındaki değişikliklerin sadece Türkiye'deki çiftçi ve sanayici arasında gerçekleşen bir konu olmadığına dikkati çekerek, pamuğun uluslararası borsası olan dünyanın her yerinde alınıp satılan bir ürün olduğunu anımsattı.
- "Kuraklık yaşanan yerlerde pamuktaki üretim kayıplarını gördük"
Nohutlu, son yıllarda gündeme gelen iklim değişikliğinin bütün dünyayı etkileyen bir konu olduğunu, pamuğun da bu durumdan nasibini aldığını ifade etti.
Pamuk için suyun çok önemli olduğunu aktaran Nohutlu, şunları söyledi:
"Kuraklık yaşanan yerlerde pamuktaki üretim kayıplarını gördük. Örneğin Amerika'da ortalama 18 milyon balya pamuk üretimi yapılabilirken, geçtiğimiz yıl kuraklık dolayısıyla bu 12 milyon balyaya kadar düştü. Dolayısıyla bu çok ciddi bir gösterge aslında. Yarın bir gün Hindistan'da, Çin'de, Brezilya'da, Türkiye'de de pamuk üreten diğer ülkelerde de bu konunun yaşanması ihtimaller arasında. Bunun olmaması için iklim değişikliğine karşı atılması gereken adımları hep birlikte atmamız gerekiyor."
AB tarafından pamukla ilgili bir mevzuat çalışması yürütüldüğünü dile getiren Nohutlu, şöyle konuştu:
"AB mevzuatında henüz imza aşamasında olan bu çalışmada pamuğun polyesterden daha az sürdürülebilir olduğu ve doğaya daha çok zarar veren bir pozisyona konulduğunu görüyoruz. Bu mevzuat ve hesaplama yöntemine göre pamuk çevreye daha çok zarar veren bir elyaf gibi gösteriliyor. Bunun sebebi aslında gerçek olmayan konuların birleşimi. Örneğin pamuğun ve diğer elyafların hesaplama kriterlerine sadece ürünün ne kadar dayanıklı olduğu konuluyor. Ama o ürün üretilirken içerisine nelerin konduğu, o ürün üretilirken çevreye ne kadar zarar verdiği gibi konular bu endeks hesaplamalarında kullanılmıyor. Dolayısıyla sadece ürünün ne kadar dayanıklı olduğuna dair yapılan bu hesaplama polyesteri pamuktan daha sürdürülebilir gösteriyor. İmza aşamasında olan bu mevzuatın Türk tekstil sektörüne çok büyük zararları olacaktır. Çünkü biz Türkiye olarak pamuk üretici bir ülkeyiz. Bu mevzuat imza altına alınmadan önce bizim gerekli lobileri yapıp, gerçekten hangisinin çevreye daha az zarar verdiğini daha doğru hesaplamayla ortaya koyacak bir şeyler yapmamız lazım."
İsmail Nohutlu, ICA olarak "Make The Label Count" (Etiketin Önemini Anlat) isminde bir koalisyonun ortağı olduklarını ve Avrupa Birliği'ndeki bu mevzuatın geçirilmemesi üzerine çalışma yürüttüklerini vurguladı.
Türkiye'deki tekstil sektörünün de bu koalisyona katılmasını öneren Nohutlu, aksi takdirde bu durumun ihracatı çok ciddi etkileyeceğini sözlerine ekledi.