AB'nin "doğayı onarma" yasa tasarısı üzerinde anlaşma sağlandı

Avrupa Birliği Komisyonunun hazırladığı yasa tasarısı, AB sınırlarındaki tüm deniz ve kara parçalarının en az yüzde 20'sinin 2030'a, tüm ekosistemlerin ise 2050'ye kadar onarılması için tedbirler alınmasını öngörüyor

Avrupa Birliği (AB) içinde insan eliyle zarar verilen doğal alanların onarılması için teklif edilen yasa tasarısı üzerinde AB kurumları anlaşma sağladı.

AB'nin Yeşil Mutabakat'ının bir parçası olarak AB Komisyonu tarafından hazırlanan tasarı üzerindeki değişikliklerin ardından, Avrupa Parlamentosu ve üye ülke temsilcilerinden oluşan AB Konseyi uzlaşıya vardı.

Buna göre, tasarı yasalaştığında, AB sınırlarındaki tüm deniz ve kara parçalarının en az yüzde 20'sinin 2030'a, tüm ekosistemlerin ise 2050'ye kadar onarılması için tedbirler alınacak.

AB ülkeleri ayrıca 2030'a kadar kötü durumdaki otlaklar, nehirler, göller ve ormanlar gibi yaşam alanlarının yüzde 30'unu kapsayan tedbirler almak zorunda kalacak.

Şu anda Avrupa'nın doğal yaşam alanlarının yüzde 81'i "kötü durumda" olarak sınıflandırılıyor.

Tasarının yasalaşması için AB Konseyi tarafından resmen onaylanması ve Avrupa Parlamentosunca oylanarak kabul edilmesi gerekiyor. Tasarı yasalaştığında, belirlenen hedefler ve yükümlülükler üye ülkeler için bağlayıcı olacak.

Bazı AB üyeleri ile özellikle muhafazakar ve sağ partiler, tasarının ilk hallerine karşı çıkıyordu. Tasarının sanayiye ve çiftçilere çok fazla yük bindireceği savunuluyordu. Bu nedenle yasa tasarısındaki tedbirler ve yükümlülüklerin ciddi şekilde yumuşatıldığı belirtiliyor.

AP'deki en büyük siyasi grup Avrupa Halk Partisi (EPP) ile diğer sağ görüşlü gruplar, tasarıya karşı çıkıyordu.

EPP, yasanın ilk haliyle uygulanması halinde üretimin düşeceğini, gıda fiyatlarının yükseleceğini, çiftçilerin geçim sıkıntısı içine gireceğini ve özellikle savaş zamanlarında küresel gıda arzında sorunlar çıkacağını savunuyordu. EPP milletvekilleri, anlaşmadan sonra da tasarıyı iyice inceleyeceklerini ifade etti.

Tasarının getireceği mali yükler nedeniyle AB Komisyonunun, üye ülkelere tedbirlerin uygulanabilmesi adına ilave finansman sağlaması söz konusu olacak.