Obama, Suriye'de askeri müdahale kararı verirse "uluslararası normları ihlal eden bir devletin suçu tekrar işlemesinin önüne geçme' argümanı kullanacak.
ABD Başkanı Barack Obama, Suriye'de Esed rejimi tarafından kimyasal silahların kullanılmasının ardından, askeri müdahaleye karar verirse, gerekçesini, "halkına zulmeden bir ülkenin iktidarını müdahaleyle yerinden etmeye" değil, "uluslararası normların kesin yasağını açık biçimde ve geniş çapta ihlal eden bir devletin, suçu tekrar işlemesinin önüne geçmek adına, bu ihlale zorunlu karşılık vermeye" dayandıracak gibi görünüyor. Bu kez adım atmakta daha yatkın görünen Obama'nın kararını önümüzdeki günlerde açıklaması olasılık dahilinde.
ABD yönetiminin Suriye'de iki yılı aşkın süredir devam eden çatışmalarda askeri müdahaleye sıcak bakmamasının birçok nedenleri bulunuyor.
Ülkede uzun süre belirli bir muhalefetin olmaması, hala da muhalefetin ABD'nin kendi istediği noktada bulunmaması gibi çok önemli faktörlerle birlikte, Obama'nın Irak ve Afganistan'tan sonra bir de Suriye'de uçu açık bir çıkmaza girmek istememesi önemli etkenlerden. Aynı zamanda Obama, "Irak'a kimyasal silah bulma ve Iraklıları Saddam Hüseyin'in zulmünden kurtarma" gerekçesiyle giren ve kendisinin ilk seçim kampanyası boyunca çok eleştirdiği önceki başkan George W. Bush ile aynı konuma düşmek istemiyor.
Bunun yanında, Amerikan halkı da Irak'ta olduğu gibi başka bir ülkenin iktidarının, dışarıdan askeri müdahalelerle yıkılması fikrine sıcak bakmıyor. Ancak bugüne kadar Suriye'ye karşı herhangi bir askeri müdahalenin zorunlu tek gerekçesi ise yalnızca bu olacaktı: Halkına zulüm yapan bir iktidara son vermek. ABD'nin çıkmazı da buydu.
"Geniş çaplı ve sivilleri hedef alan" kimyasal silah hesapları değiştirdi
Ancak, Esed rejiminin 21 Ağustos'ta halkına karşı kimyasal silah kullanımı tüm bu hesapları yeni bir sürece soktu.
Suriye'de kimyasal silah kullanımı "kırmızı çizgi" olarak gösteren ABD, şu ana kadarki kimyasal silah kullanımlarını küçük çaplı buluyordu. O nedenle, "kırmızı çizgi" aşılmasına rağmen ABD, adım atmaya niyetli görünmüyordu.
Esed rejiminin, geniş çaplı ve katliama varan bu son kimyasal silah kullanımından sonra Suriye'ye olası yanıtları yeniden gözden geçiren ABD, eğer karar verirse, olası askeri müdahalede yeni, çok daha geçerli ve bu kez belki de hesapları tamamen değiştirecek bir gerekçe ile yola çıkacağının işaretlerini verdi.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Suriye'de kimyasal silah sonucu kadın ve çocukların öldürülmesini hiçbir ahlaki değerin kaldıramayacağına işaret ederek, "Ayrım yapmaksızın (kimyasal) silahların geniş çaplı kullanılması modern dünyanın uzun zaman önce hiçbir zaman kullanılmaması gerektiğinde karar kıldığı meseledir. Suriye hakkında neye inanırsanız inanın, ortak insanlığa inanan tüm insanlar ve tüm uluslar, kimyasal silah kullanımı noktasında bir sorumluluğun olması gerektiğinden emin olmak için ayağa kalkmalı ki bu hiçbir zaman tekrarlanmasın" dedi.
Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney de kimyasal silahların "geniş çaplı ve masum sivil halka yönelik" olduğuna dikkati çekerek, "Bu uluslararası normların açık ihlalidir ve uluslararası normların ihlaline yönelik yanıt verilmesi ABD ve uluslararası toplumun ciddi biçimde çıkarınadır. Başkan Obama ve ekibi, kimyasal silahların sivil halka karşı kullanımını yasaklayan uluslararası normların bu spesifik ihlaline yanıt vermeye dönük seçenekleri değerlendiriyor. Bu, muhalefete desteğimizin ve Suriye'deki çatışmanın bir parçası ama aynı zamanda ondan ayrı bir durum" diye konuştu.
Bu söylemler, eğer Obama yönetimi, uluslararası toplumla birlikte askeri müdahaleye karar verirse, gerekçesini "halkına zulmeden bir ülkenin iktidarını dışarıdan müdahale ile yerinden etmeye" dayandırmayacağını gösteriyor. Başka bir ifadeyle Obama yönetimi, bu konuda bir uluslararası yanıt olursa, bunun amacının Suriye'deki çatışmaya doğrudan müdahale olmayacağını belirterek, bunu "uluslararası toplumca konulan kesin bir yasağın açık ve geniş çaplı biçimde çiğnenmesi ve masum sivil halka karşı insani tüm değerlere aykırı biçimde yasak bir silahın katliam unsuru olarak kullanılması" argümanlarına dayandıracak izlenimini ortaya çıkarıyor. ABD, bu yöndeki hukuki dayanakları da araştırma aşamasında.
Obama'ya ne getirecek?
Böylelikle Obama, kendisini "rejim değiştirme amacıyla askeri operasyon yapan" Bush'tan ayrı bir kefeye koyabilecek ve amaçlarının başka bir ülkeye karışmak olmadığını savunabilecek. Aynı zamanda Obama, müdahaleyi, uluslararası bir normun ciddi biçimde çiğnenmesine binaen, yasağı çiğneyen devletin hem uygun şekilde cezalandırılması hem de aynı suçu tekrar işlememesi için elindeki kimyasal silah varlıklarının yok edilmesi şeklinde "ahlaki" bir temele oturtarak, iç ve dış kamuoyunda daha kolay meşrulaştırabilecek.
Nitekim, Suriye'ye başından bu yana müdahaleye soğuk bakan Almanya, ciddi kimyasal silah kullanımı sonrasında şimdi müdahaleye daha ılımlı. Bu da bu argümanın iyi işletilmesi halinde Obama yönetiminin eline iyi bir koz vereceğini gösteriyor.
Bu adımla da aslında gerekçe kimyasal silahların ve kapasitenin yok edilmesi olarak gösterilse de Esed rejimine güçlü bir darbe vurabileceğinden, Suriye muhalefetinin de çatışmada elini güçlendirebilecek. Dolayısıyla, ABD ve uluslararası toplum doğrudan olmasa da dolaylı olarak iktidar değişikliğin yolunu açmaya da katkı sunmuş olabilecek.
Sınırlı müdahale seçeneği
Bu da olası bir askeri müdahalenin, ABD ve uluslararası toplumun Esed güçleri ile muhalifler arasındaki çatışmalara doğrudan müdahil olmadan, daha çok Esed'in silah kapasitelerine yönelik füzelerle saldırı gibi çok sınırlı bir seçeneği ağırlıklı kılıyor ki, Washigton çevrelerinde son günlerde en fazla dile getirilen seçenek de bu.
Bu noktada ABD'nin Akdeniz'deki 4 askeri gemisi dikkati çekiyor. Ürdün'deki 1000 Amerikan askeri pek seçenekte olmasa da F-16'lar ek destek potansiyeli taşıyor.
Müttefikler açısından da İngiltere'nin, Suriye'ye olası askeri müdahalede müttefiki ABD ile birlikte hareket etmeye hazırlandığı bildirilirken, Ortadoğu'da halihazırda nükleer güce sahip bir denizaltısı bulunuyor. İngiliz basını, uzun sürebilecek bir müdahalede ise İngiltere'nin Kıbrıs'taki üssünde bulunan İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetlerine ait Tornado füzelerini devreye sokabileceğini aktarıyor. Gazeteler ayrıca, İngiltere'nin Akdeniz'e "HMS Montrose", "HMS Westminster", "HMS Dragon" ve "HMS Bulwark" isimli dört savaş gemisini gönderebileceğini aktarıyor.
Tabi Obama'nın hesaplamasının nasıl olacağı henüz net değil. Adım atmak için istihbarat birimlerinden gelecek "net kanıtları" ortaya koyması ve uluslararası koalisyon kurması gerekiyor. Bu noktada, ABD ile müttefikleri arasındaki görüşme trafiğinin önümüzdeki günlerde nasıl bir yol çizeceği önem arz ediyor.
Ancak yine de Obama yönetimi, bu kez adım atmakta daha kararlı izlenim veriyor. Daha önceki kimyasal silah kullanımlarında istihbarat birimlerinin araştırması iki ay sürerken, bu son vakada da Obama yönetiminin adım atma istekliliği, istihbarat birimlerinin raporlarını ne kadar zamanda açıklayacağı ile belli olacaktı. Nitekim, cumartesi günü istihbarat birimlerinin raporunu bekleyeceğini belirtenObama yönetimi, dün birimlerden gelen bulguların önümüzdeki günlerde açıklanacağını belirterek, adım atmaya kısa zamanda karar vereceklerinin mesajını verdi.
Bu noktada, Obama'nın Suriye'de kimyasal silah kullanımı konusunda kararını bu kez daha kısa zamanda vermesi olası.