HABER: ÖZLEM DOĞAN
ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını delmekle suçlanan ve 19 Mart 2016'da ABD'de tutuklanan iş adamı Rıza Sarraf'ın yargılanmasına kısa bir süre kala 26 Ekim 2017'da hakkındaki suçlamaları kabul edip savcılıkla işbirliğine gitmesi ABD'nin Türkiye aleyhine oynadığı oyunu gözler önüne serdi. 27 Mart'tan beri New York'ta tutuklu bulunan ve davanın tek sanığı olarak yargılanan Halk Bankası Eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla hakkında ABD mahkemesinden hukuksuz bir karar çıktı. Halkbank Eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, 12 kişilik jüri tarafından kara para aklama suçu dışında beş ithamdan suçlu bulundu. 11 Nisan'da Yargıç Richard Berman tarafından yapılacak duruşmada alacağı cezaya karar verilecek olan Atilla'nın tutukluluk hali ise devam edecek.
Kara para aklamaktan suçsuz bulundu
Hakan Atilla hakkındaki kararını açıklayan jüri Atilla'yı kara para aklama suçlamasından suçsuz bulduğunu açıklarken ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını delmek, ABD'yi aldatma suçuna iştirak etmek, ABD bankalarını dolandırmak, ABD bankalarını dolandırmaya iştirak etmek, kara para aklama suçuna iştirak etmekten suçlu bulduğunu açıkladı.
Haksız ve talihsiz bir gelişme
Yazılı bir açıklamayla ABD'nin Mehmet Hakan Atilla hakkındaki kararını değerlendiren Dışişleri Bakanlığı "New York Güney Bölgesi Savcılığınca hazırlanan davada Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın jüri tarafından altı suçlamanın beşinden suçlu bulunmuş olması haksız ve talihsiz bir gelişmedir" ifadelerini kullandı.
Bu dava Türkiye'nin içişlerine müdahaledir
ABD mahkemesinin, sahte ve siyasi istismara müsait sözde 'delillere' dayanarak gerçekleştirilen ve Türkiye'nin iç meselelerinin gerçek dışı kurgular temelinde tartışıldığı bir süreçte daha önce örneğine rastlanmamış bir şekilde Türkiye'nin içişlerine müdahil edildiğine dikkat çekilen açıklama şöyle devam ediyor: "ABD tarafından maddi ve lojistik destek sağlanmak suretiyle bazı FETÖ mensuplarının yargı sürecini etkileyecek gerçek dışı iddialarda bulunmalarına ve sahte deliller sunmalarına fırsat verilmesi mahkeme sürecinin ciddiyetini ve inanılırlığını yok etmiştir. Bu haliyle bir hukuk ayıbına dönüşen kararın düzeltilmesi en büyük temennimizdir."
Siyasi kumpas davası
Zarrab Davasının siyasi bir kumpas olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Hukuk mahkeme ve muhakeme siyasi bir çıkar için göstere göstere kullanılmıştır. Karar çok önceden verilmiş, soruşturma bu kararın ilanı için kullanılmıştır. Jürinin, Atilla'yı suçlu bulması ve bilahare mahkemenin vereceği karar, Türkiye açısından hukuki bir değer ifade etmez. Başka bir ülke, Türkiye'yi ve Türkiye'nin kurumlarını yargılayamaz. Bu karar, uluslararası hukuka da aykırıdır" diye konuştu.
Garip bir oyunun kurbanı oldu
Halkbankası eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın avukatlarından Victor Rocco, "Karar hayal kırıklığı yarattı. Atilla masum ve mücadelesine devam edecek. Rıza Sarraf'ın şovu olan bu davanın Atilla ile hiçbir ilgisinin bulunmuyor. Atilla garip bir oyunun kurbanı oldu." dedi.
11 Nisan'da ceza belli olacak
Türkiye'yi tehdit eden terör örgütlerine silah ve para yardımı başta olmak üzere her türlü yardımı yapan ABD, 28 Kasım'da görülmeye başlanan davada 11 Nisan'da Yargıç Richard Berman tarafından Atilla'nın alacağı cezaya karar vereceği ifade edildi.
Bir hainin sevinç çığlıkları
ABD'de internetten yayın yaptığı sırada Özdemir'in arkasından yürüyerek kameralara yakalanan FETÖ firarisi ve eski Taraf gazetesi yazarı Uslu, her türlü desteğiyle ayakta kaldığı vatanı ABD'nin çıkarları uğruna Türkiye aleyhine çalışmaya devam diyor. FETÖ'nün sözcülüğü yapan Emre Uslu ABD'nin Hakan Atilla kararını attığı twitlerle adeta zil takıp kutladı.
Ambargo ABD'nin tek taraflı uygulaması
İran'a karşı uygulanan ambargonun ABD'nin tek taraflı bir uygulaması olduğunu ifade eden Gazeteci Yazar Ardan Zentürk, silah ya da mali olarak BM tarafından alınmış bütün ambargo kararlarına Türkiye her zaman uymuştur. Ama ABD'nin İran'ı nükleer anlaşmaya zorlamak için ürettiği ambargoya uymamıştır zira bu ABD'nin meselesidir. Biz komşumuzla aramızı iyi tutmak zorundayız, İran'la ciddi bir enerji alış verişimiz var" dedi.
Ciddi bir emperyalist yaklaşım
ABD'nin küresel finans sistemindeki gücünü haksız yere ve tek taraflı olarak kullanarak ithalat-ihracat işlemlerinde İran'a dönük tüm çalışmalarda bankaları finans sistemi üzerinden baskı altına aldığına dikkat çeken Zentürk, "Bu ciddi bir emperyalist yaklaşımdır. Biz İran'la ticaret yapacağız, para takasını ABD kontrol edecek. Bu bozuk bir sistemin göstergesidir. Türkiye kendi bankacılık sistemine küresel baskı uygulandığı için farklı metotlarla ticaret sürdürme gayretine girdi. Bu da Türkiye ile İran arasında bir meseledir" şeklinde konuştu.
ABD'nin çıkarlarını korumak zorunda değiliz
Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'nın yedinci gidişinde ABD'de tutuklandığının altını çizen Zentürk, "Suçlamalarda kara para aklama yok ama ABD çıkarlarına karşı davranmakla suçlu bulundu. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir genel müdür yardımcısı niçin ABD'nin çıkarlarını düşünmediği için yargılanıyor anlamak mümkün değil. Hakan Atilla ABD'nin çıkarlarını korumakla yükümlü değildir. Bize göre bu karar yok hükmündedir" ifadelerini kullandı.
Kendi ticari para birimimiz oluşturmalıyız
Türkiye'nin BM'ye durumu anlatıp çözüm arayacağını vurgulayan Zentürk, ABD'nin herhangi bir ülkenin vatandaşını bir iş toplantısı sırasında tutuklayıp cezalandırması başka ülkeler için de bir alarm vesilesidir. Bu konuda Türkiye yalnız kalmaz. Hiçbir ülke işlemlerini ABD'ye göre yapmak zorunda değil" dedi.
Türkiye'nin İran, Rusya, Çin ve Hindistan'la bir araya gelip ticaret için oluşturulacak bir para birimi için adım atması gerektiğini belirten Zentürk sözlerini şöyle noktaladı: "Rusya ve Çin bu konuda kendi aralarında ilk adımı attı. Biz de bir para birimi oluşturup ticaretimizi bu para birimi üzerine yapmalıyız."