Strazburg'da devam eden Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda 15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi ve sonrasında Türkiye'deki durum değerlendirildi.
Genel Kurul'a Türkiye ziyareti ve temasları hakkında bilgi veren Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, AB'nin 15 Temmuz gecesi Türk demokrasisi ve kurumlarını savunmak ve seçilmiş yönetimini desteklemek için harekete geçtiğini ifade etti. Mogherini, "AB olarak açık ve samimi bir mesaj verdik, o gece Moğolistan'daydık ve kişisel olarak hemen müdahale ettim ve demokratik kurumlarını savunmak için harekete geçtim" diye konuştu.
Hiç tereddüt etmeden tepki gösterdiklerini ve destek verdiklerini aktaran Mogherini, AB'de ve AB adayı bir ülkede askeri darbenin yerinin olamayacağını belirterek, demokrasiyi savunmak için Türk halkının yapılan çağrıya uyarak bir araya geldiğini dile getirdi. Mognerini, "Bu duyarlılığı selamlıyoruz" dedi.
"Türkiye, AB için bölgede kilit ortaktır"
Ankara ziyaretinde darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmeleri ele aldıklarını açıklayan Mogherini, PKK'nın AB'ye göre bir terör örgütü olduğunu tekrarladığını, bir çözüme ulaşmanın şartının da PKK'nın silah bırakması olduğunu aktardı.
Mogherini, Suriye'deki gelişmeleri yakından izlediklerine işaret ederek şunları söyledi:
"Suriye'nin toprak bütünlüğü korunarak barışçıl bir çözüm bulunmalıdır. Ateşkes bir umut ışığıdır ve destekliyoruz. İnsani yardım ve barış süreci konularında AB büyük görevler üstlenebilir. Türkiye, AB için bölgede kilit ortaktır. Türk ve AB toplumu gittikçe daha fazla birbirinden uzaklaşıyor. Türkiye ile bağlarımız açık, ciddi ve dürüst olmalıdır. Aday ve komşu bir ülke olan Türkiye'de demokrasi ve hukuk devletini desteklemeliyiz."
Mogherini, Cerablus'taki harekata ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu sorunun askeri yollardan bir çözümü olmadığı konusunda hemfikiriz. Sadece siyasi bir süreç Suriye'ye demokrasi getirebilir, savaşı durdurabilir. Bu konuda hemfikiriz. İlan edilen, daha doğrusu ortaya çıkan umut ışığı gerçekleşir ve devam ederse bizim birlikte hareket etmemize, Türk dostlarımızla birlikte insani yardımları ulaştırmamıza ve siyasi süreci kolaylaştırmada etkili olacaktır."
"Türk halkı heykeli dikilmeyi hak ediyor"
Oturumda söz alan AP Dış ilişkiler Komitesi Başkanı Elmar Brok, "Aynı anda DAEŞ ve PKK'ya karşı savaşan bir ülke olan Türkiye'nin verdiği mücadelenin zorluğunu anlamalıyız" dedi.
AP Türkiye Raportörü Kati Piri ise "Türk halkı heykeli dikilmeyi hak ediyor. Türk medyasındaki çoğulculuk sayesinde 15 Temmuz gecesi halk bilgilendirilebildi ve demokrasiyi savunmak için sokaklara indi" sözleriyle Türkiye ziyaretine değindi.
AP'nin İsveçli üyesi Anna Maria Corazza Bildt, Avrupalı meslektaşlarına "Türk halkının 15 Temmuz'da yaşadığı şoku anlamaya çalışma" çağrısı yaparken, AB'nin üyelik müzakerelerinde 23. ve 24. fasılları açması ve Türkiye'nin mücadelesini desteklemesi gerektiğini söyledi.
Yeşiller Grubu Başkan Yardımcısı Alman Parlamenter Ska Keller de Türkiye'nin milyonlarca mülteciye kapısını açan bir ülke olduğunu, AB'nin Türkiye, Türk halkı, toplumu ve STK'larına destek olması gerektiğine işaret etti.
"AB olarak Gülen'in nasıl büyük bir tehdit olduğunu anlayamadık"
Türkiye konulu oturumda üyelerin konuşmasından sonra söz alan AP Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn, şunları kaydetti:
"Geçmişinde birçok askeri darbe yaşayan Türkiye, bu sefer darbeyi önlemeyi bildi. Ziyaretimde birçok kurum, siyasi parti, STK ve basın temsilcisi ile konuşma fırsatım oldu. Türk halkı hala bu şokun içerisinde. Anlayışlı olmamız gerekiyor. AB olarak Gülen'in nasıl büyük bir tehdit olduğunu anlayamadık. Hükümetini eleştirsek bile çok bileşenli 80 milyon nüfusun yaşadığı büyük bir ülke Türkiye. Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarı için çalışmalıyız."
Hahn, ayrıca AP üyelerine, Türkiye hakkındaki gelişmeleri anlatırken kullandıkları kelimelere dikkat etmeleri uyarısında da bulundu.