AB'den Çin ile yakınlaşma çabaları!

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, AB liderleri ile bir görüşme gerçekleştirdi. AB Konseyi Başkanı Michel, AB-Çin liderler toplantısının ardından yaptığı açıklamada, "Avrupa'nın oyun alanı değil oyuncu olması gerekiyor. Çin ile karşılıklı, sorumlu ve adil bir ilişki kurmak istiyoruz" dedi.

AB liderleri ve Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping, video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıda bir araya geldi.

Konferansa AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Almanya Başbakanı Angela Merkel katıldı.

Michel, Ursula von der Leyen ve Merkel toplantının ardından basına açıklamalarda bulundu.

"İLİŞKİLERİ DENGELİ BİR ŞEKİLDE SÜRDÜRMEK İSTİYORUZ"

Toplantıda iklim değişikliği, ekonomi, ticaret, uluslararası ilişkiler, insan hakları, koronavirüs gibi başlıkları ele aldıklarını anlatan Charles Michel, Çin'le ilişkileri dengeli biçimde sürdürmek istediklerini ve iş birliği alanlarını belirlemek üzere çalışmaları sürdüreceklerini belirtti.

Michel, "Avrupa'nın oyun alanı değil oyuncu olması gerekiyor. Çin ile karşılıklı, sorumlu ve adil bir ilişki kurmak istiyoruz." diye konuştu.

Çin ile daha adil ve dengeli bir ticari ilişki kurmak istediklerini anlatan AB Konseyi Başkanı Michel, AB ve Çin arasında yapılan coğrafi işaretler anlaşmasının doğru yönde bir adım olduğunu ifade etti.

Michel, "Hong Kong'un ulusal güvenliği, AB ve üye ülkeleri kaygılandırmaya devam ediyor. Hong Kong'daki demokratik sesler duyulmalı. Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi ve Tibet'teki azınlıklara, insan hakları savunucuları ile gazetecilere davranışı konusundaki kaygılarımızı ilettik." değerlendirmesinde bulundu.

"MODELİN AB'DEN FARKLI OLDUĞUNU BİLİYORUZ"

Çin'le karşılıklı çıkarlara dayalı adil bir ilişki kurmak istediklerini belirten Charles Michel, "Saf değiliz. Çin'deki ekonomik, politik ve sosyal modelin AB'den çok farklı olduğunu biliyoruz." şeklinde konuştu.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de "Açık, dürüst, yapıcı ve yoğun görüşmeler yaptık." dedi.

İnsan hakları, iklim değişimi, dijitalleşme ve ticaret konularını kapsayan geniş alanları ele aldıklarını aktaran Von der Leyen, "Yatırım anlaşmasında, kamuya ait işletmelerin davranışı, zorla teknoloji transferi ve kamu desteklemelerinde şeffaflık gibi 3 ana konuda uzlaşı sağladık. Bunlar önemli ama halen piyasa erişimi ve sürdürülebilir kalkınma gibi anlaşmamız gereken diğer alanlarda ele almamız gerekli pek çok konu bulunuyor." diye konuştu.

Ursula von der Leyen, yatırım anlaşması müzakerelerini tamamlamak için Çin'in AB tarafını ikna etmesi gerektiğini söyledi.

AVRUPA ŞİRKETLERİNE YATIRIM ÇAĞRISI

Avrupa piyasalarının Çin firmalarına açık olduğunu anımsatan Von der Leyen, Çin piyasalarının da Avrupa şirketlerine erişim sağlaması gerektiğini vurguladı.

Koronavirüsün başlangıç noktasını anlamanın önemine işaret eden Ursula von der Leyen, Dünya Sağlık Örgütünün salgınla ilgili incelemesine destek olunması gerektiğini belirtti.

ADİL REKABET

Almanya Başbakanı Merkel ise Çin-AB yatırım anlaşmasının gerçekleşmesi için çalıştıklarını belirterek, "Çin ile iş birliği, mütekabiliyet ve adil rekabet gibi belirli ilkelere dayanmalı." şeklinde konuştu.

Çin'in ekonomik olarak geçmişe göre çok daha güçlü olduğuna işaret eden Merkel, zirvede Hong Kong ve azınlıkların sorunlarını da ele aldıklarını, Çin ile insan hakları konusunda diyaloğun devam edeceğini de ifade etti.

"SAĞLIKLI VE İSTİKRARLI İLİŞKİ"

Çinli yetkililer de toplantının samimi ve yapıcı olduğunu duyurken, görüşmede insanlığın yeni bir kavşağa geldiğini belirten Xi, koronavirüs pandemisinin uluslararası düzenin son yüzyılda görülmemiş bir hızla değişmesine sebep olduğunu belirtti.

Xi, Çin ve AB ülkelerinin, kapsamlı stratejik ortaklık ilişkilerinin sağlıklı ve istikrarlı gelişmesi için; barış içinde ortaklaşa yaşama, dışa açılma ile iş birliği, çok taraflılık ve diyalog olmak üzere 4 noktayı savunması gerektiğini ifade etti.

ÇİN - ABD İLİŞKİLERİ

Çin ile ekonomik savaş halinde bulunan ABD'de ise, özellikle koronavirüs salgını başladığından bu yana Başkan Donald Trump'ın söylemleri iyice sertleşmişti.

Çin ve AB arasındaki bu istikrar ve dengeli ilişki arayışı nedeniyle Washington yönetiminin nasıl bir pozisyonda tavır alacağı merak konusu oldu.