USC tarafından yayımlanan açıklamada, dikkatli bir değerlendirme sonucunda okul birincisi Müslüman kız öğrencinin mezuniyet töreninde planlanan konuşmasını "yapmamasına karar verildiği" kaydedildi.
Açıklamada, "Bu hayal kırıklığı yaratsa da gelenek yerini güvenliğe bırakmalı. Buradaki mesele kampüs güvenliğinin ve emniyetinin en iyi şekilde nasıl korunacağı olmalıdır, nokta." ifadelerine yer verildi.
- "Üniversitemin beni terk etmesine şaşırdım"
Okul birincisi Müslüman kız öğrenci Asna Tabassum ise yazılı açıklamasında, mezuniyet töreninin ailesi, arkadaşları ve öğretmenleri için bir kutlama zamanı olması gerekirken Müslüman karşıtı ve Filistin karşıtı grupların, insan haklarına olan tavizsiz inancı nedeniyle kendisini "ırkçı bir nefret kampanyasına maruz bıraktığını" belirtti.
Tabassum, USC'nin "güvenliği" gerekçe göstererek mezuniyet töreni konuşmasını iptal etmesi kararının "şok edici" olduğunu kaydederek, "Üniversitenin sesimi susturmayı amaçlayan bir nefret kampanyasına yenik düşmesi beni derinden hayal kırıklığına uğrattı." ifadesini kullandı.
Kampüste nefreti yaymaya çalışanlara şaşırmadığını ifade eden öğrenci, "Dört yıldır evim olan üniversitemin beni terk etmesine şaşırdım." ifadesine yer verdi.
- "USC, korkakça kararını 'güvenlik' konusunda samimiyetsiz bir kaygının arkasına gizleyemez"
Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi Los Angeles şubesi (CAIR-LA) de yaptığı yazılı açıklamayla USC'nin kararını kınadı.
USC'ye, "korkakça kararını" geri alması çağrısında bulunan CAIR-LA Direktörü Hussam Ayloush, "USC, korkakça kararını 'güvenlik' konusunda samimiyetsiz bir kaygının arkasına gizleyemez. Üniversite, bir birincinin konuşmasını iptal etmek gibi benzeri görülmemiş bir adım atmak yerine, mezuniyet için güvenli bir ortam sağlamalıdır." ifadelerine yer verdi.
Ayloush, USC'nin, Müslüman kız öğrencinin yanında durması gerektiğini vurgulayarak, "Asna'ya yönelik sahtekar ve karalayıcı saldırılar, ülke çapında insan hakları ve Filistin için konuşan üniversite öğrencilerine karşı silah haline getirilen İslamofobi'nin ve Filistin karşıtı ırkçılığın ince örtülü tezahürlerinden başka bir şey değildir." ifadelerini kullandı.