HABER: ÖZLEM DOĞAN
ABD, tarihinin en hareketli günlerinden birine sahne oldu. ABD'nin başkenti Washington DC'de toplanan Trump destekçileri kongre binasını bastı. Kongre binası önünde ve içinde arbede yaşandı, dört kişi hayatını kaybetti. Göstericilerin binaya girmesiyle kongredeki oturumlara ara verildi ve Mike Pence bina dışına çıkarıldı. “Seçim zaferi bizden çalındı ama şimdi eve dönmek zorundasınız” açıklaması yapan Trump, Twitter tarafından engellenirken yaşananları kalkışma olarak nitelendiren Biden kongrede gereken 270 delege oyu sayısını aşarak resmî ABD Başkanı seçildi. Siyasi Analist Dr. Ali Demirdas ve Siyaset Bilimci Dr. Oğuzhan Bilgin ABD’deki son gelişmeleri Milat’a değerlendirdi.
Olaylar daha da büyüyebilir
ABD toplumunun ikiye bölünmüş durumda olduğunu ifade eden Dr. Ali Demirdas, “ABD kongresi etrafında yaşananlar sokağa çıkma yasağından ötürü şu an yatışmış görünse de olayların daha da büyüyeceğini düşünüyorum. Toplumda yıllardır bir enerji birikmesi mevcut. Kongre baskını bunun bir patlamasıdır diyebiliriz. Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasında müthiş bir anlaşmazlık var. Bu bölünmüşlüğün sebebini de ideolojik, ekonomik ve siyasi olarak değerlendirebiliriz. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar birbirleriyle geçinemiyor ve beraber yaşama isteği kayboluyor. Cumhuriyetçilerde Demokrat diktatörlüğü kurulmuş hissi var ve Biden’ı ABD’yi işgale gelen başka bir ülkenin başkanı gibi görüyor” dedi.
ABD’de karanlık günler kapıda
Siyahi Amerikalı George Floyd’un polis tarafından öldürülmesiyle birlikte gelen sokak olaylarının aslında bir cerahatin patlaması olduğuna dikkat çeken Demirdas, “Zencilerde beyazlara karşı müthiş bir soğukluk var. Cumhuriyetçilerin içinde de siyahilerin liberal, sosyalist, marksist, komünist olduğuna ve Amerika’yı ele geçireceğine inanan büyük bir kitle var. Bu kutuplaşmayı Biden ya da bir başkası da gelse bir çözebileceğini sanmıyorum. ABD karanlık günler kapıda. Bunun bir çözümü yok. Pandemi her şeyin üzerine tuz biber ekti. İnsanlar işlerinden, evlerinden çıkarılıyor. ABD’lilerin yaklaşık yüzde yetmişi borçlu ve kongre bu konuda hiçbir şey yapmıyor. Ölümler artıyor, ekonomi kötüye gidiyor, tünelin sonunda ışık yok” diye konuştu.
Değişim ve kutuplaşmanın sonucu
ABD’de yaşanan olayların bir birikimin, toplumsal değişmenin ve onun üzerinde oluşmuş bir politik kutuplaşmanın sonucu olduğunu belirten Dr. Oğuzhan Bilgin, “ABD’de kendini ülkenin sahibi olarak gören, ülkenin özellikle orta kesimlerinde yaşayan Beyaz- Protestan muhafazakârlar ve yine bunlara eklemlenen beyaz, kentli yoksulların temsilcisi olan Trump öncülüğündeki Cumhuriyetçilerle daha küresel şirketlerin, medyanın desteğiyle ülkedeki eğitimli kentli nüfusun, siyahların ve Hispaniklerin toplumsal tabanını oluşturduğu Demokratlar arasındaki gerilim zaten uzun süredir gözlemleniyordu. Trump’ın kendi kitlesini tartışmalı seçim süreci sonrası mobilize etmedeki başarısı da bu başarıyı meydana getirdi” ifadelerini kullandı.
ABD başka ülkelerde yaptıklarını düşünsün
Sonuç olarak her şey bittikten sonra ABD kamuoyuna bakıldığında Trump’ın gövde gösterisi yapmak için çıktığı yolda kamuoyunda ve hatta kendi seçmeninde bile prestijini bir ölçüde kaybettiğini söylenebileceğini kaydeden Bilgin, “Mağduriyet” algısının yerini Trumpizm’in itibarsızlaştırılması, kendi partisi ve hatta Başkan Yardımcısı tarafından yalnız bırakılması gibi neticelerle karşı karşıya kaldık. Bu bakımdan Trump’ın süreci stratejik olarak yönetemediği söylenebilir. Aynı zamanda başka ülkelerdeki bu tarz gösterileri kullanarak müdahale etme stratejisi izleyen ABD için de bir durup düşünme fırsatı olarak görülebilir” şeklinde konuştu.