-Milat/Özel
Trump mecbur kalacak!
FETÖ ve PYD’ye Trump’ın verdiği desteği “ABD’yi çıkmaza götürecek olan süreç” olarak değerlendiren Çağatay Özdemir, “Trump, seçimlere gitmeden önce dış politikada yaşadığı sıkışmışlığı aşmak isteyecektir. ABD Başkanı sürekli olarak içe kapanmasının mümkün olmayacağını fark edecek ve Türkiye’nin terörle mücadelesine destek vermek durumunda kalacak. Aksi takdirde kendi başkanlık dönemi de selefi olan Obama’nın ki gibi kaos ile anılacaktır” şeklinde konuştu.
ABD yalnızlaşıyor
“Trump attığı adımlarla translatlantik ve transpasifikle olan ilişkileri sarsıyor, bu durumda ABD’nin yalnızlaşma ihtimalini ortaya çıkarıyor” diyen Özdemir, “ABD’nin stratejik belgelerine bakarak söyleyebiliriz ki bu yalnızlaşma giderek artabilir. Türkiye gibi bir müttefikin kaybı, köken bağlarının olduğu transatlantikte yaşananlar, serbest piyasanın son dönemde yaşadığı gerilim, yeni bir grand stratejiye yönelinmesi ihtimalini ortaya çıkarabilir” dedi.
**
İşte O Söyleşi:
Trump’ın Obama’dan devraldığı politikaları değiştirdiğini söyleyebilir miyiz?Grand stratejinin devamı olması nedeniyle Trump’ın Obama’dan devraldığı politikaları değiştirdiğini söyleyemeyiz. Sadece Trump’ın söylemleri ve yaptıkları arasında ciddi tutarsızlıklar var diyebiliriz. Ancak bu durum yalnızca Trump’ın başkanlık dönemine özgü değil. Biz bugün Trump yönetiminde bir ABD gördüğümüz için böyle düşünüyoruz fakat geçmiş yönetimlerde de farklı değildi. Kısacası söz konusu durum sadece Trump’a veya Obama’ya özgü değil, Amerika tarihi boyunca süregeliyor.
Bu duruma örnek olarak Avrupa ordusunun kurulma tartışmasını, Trump’ın NATO’dan çekilme söylemini gösterebiliriz. ABD’nin NATO’dan çekileceği yönündeki söylem Obama döneminde de vardı. Çünkü bu örgütteki maliyet bölüşümü Obama döneminde de tartışma konusuydu.
-Amerikalılar Kudüs Meselesinde Başından Beri Samimi Davranmadı-
ABD’nin Kudüs ve Filistin konusunda izlediği stratejiyi nasıl okumak lazım?ABD en başından beri Kudüs ve Filistin konusunda samimi bir tavır sergilememiştir. Her ne kadar söylem olarak sorunun çözümüne odaklanmış gibi görünse de pratikte Ortadoğu’daki diğer örneklerde olduğu gibi farklı bir tutum sergilemektedir. Ortada insani bir dram söz konusu. İsrail’in işgalleri ve Filistinlilere uyguladığı baskılar kademeli olarak artıyor. Obama, son dönemde İsrail ile arasının açılmasına rağmen Filistinlilerin haklı davalarında onlara destek olmadı. Dolayısıyla Kudüs meselesi Obama’dan Trump’a devam ediyor. Hatta, Gazze ablukası, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınmasını da düşünürsek Trump’ın Kudüs’te aldığı pozisyonun Obama dönemine göre sertliğini arttırarak devam ettiğini söyleyebiliriz.
Sonuç olarak, Amerikalılar Kudüs meselesinde başından beri samimi davranmadı. İsrail’in yanında durdular. BM de burada Filistinlilerin yanında bir pozisyon alamadı. Bu sebeple Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya beşten büyüktür’ söylemi çok önemliydi. Burada mazlum bir halk var. Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde atılan adımlarla her zaman bu coğrafyadaki acılara ‘dur’ denildi.
-ABD Terör Örgütleri Üzerinden Çıkarlarını Korumayı Hedefliyor-
ABD’nin FETÖ ve PYD'ye karşı olan ilgisi neden? Bu ilgi ABD'ye ne kazandırıyor?Amerika Birleşik Devletlerinin PYD’ye sağladığı desteği grand stratejinin bir sonucu olarak görmek mümkün. Çünkü ABD terörle mücadelede askeri maliyetleri düşürmeyi ve bu amaca uygun olarak yerel güçler üzerinden çıkarlarını korumayı hedeflemiştir. ABD ile PYD arasındaki ilişkiyi bu denklem üzerinden yorumlamak doğru olacaktır. Buradan hareketle PYD’nin bir terör örgütü olması ve bölgedeki önemli müttefiki Türkiye’yi rahatsız etmesi ABD için önem taşımamamıştır.
ABD’nin FETÖ ile mücadelede Türkiye ile işbirliğine yanaşmaması ve hatta bu örgüte destek vermesi bu ülkenin PYD ile olan ilişkisinden farklı değildir. ABD uluslararası arenada güç erezyonuna uğrarken Türkiye’nin bölgesel ve küresel alandaki etkinliğini arttırması bir tehdit olarak görüldü. FETÖ’de tıpkı diğer terör örgütleri gibi Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması için kullanılmaya çalışıldı. Ancak bu politikaya bel bağlayanların hesaba katmadıkları en önemli unsurun dış kaynaklı müdahalelere karşı Cumhurbaşkanımız önderliğinde topyekün seferber olan milletimiz olduğu 15 Temmuz’da görüldü.
-ABD, Türkiye’nin Terörle Mücadelesine Destek Vermek Zorunda Kalacak-
Peki ABD'nin PYD ve FETÖ ilen olan ilişkisi daha ne kadar sürer? ABD’nin "kullan, at" politikasını düşünecek olursak bir sonun başlangıcı yakın diyebilir miyiz?Türkiye-ABD ilişkilerinde Obama döneminde ortaya çıkan FETÖ sorunu Trump döneminde de devam ediyor. Türkiye’nin sunduğu kanıtlara rağmen ABD kanadı, FETÖ elebaşı ve militanlarının Türkiye’ye iadesi konusunda sağlıklı bir hukuki süreç başlatmıyor. Bu sorun Hakan Atilla davasında ve vize krizinde de etkisini göstermeye devam etti. FETÖ militanları Washington’daki lobicilik faaliyetleriyle Türkiye aleyhine propaganda yapmayı sürdürdüler. Bunun yanında Türkiye, ABD’nin FETÖ’yü bir dış politika kartı olarak göstermesine karşılık ciddi adımlar atabilir. Örneğin Türkiye kendisi gibi uluslararası sistemde yükselen güçlerden Rusya ve Çin ile birlikte hareket etmeyi tercih edebilir. Ki Rusya ile son dönemdeki yakın ilişkilerimiz bunu doğruluyor. Bunun sonucunda Trump bir yandan Avrupa’dan uzaklaşırken diğer yandan Türkiye’yi de kaybedebilir. ABD’yi çıkmaza götürecek olan bu sürecin uzun soluklu olacağı kanaatinde değilim. Keza Trump, seçimlere gitmeden önce dış politikada yaşadığı sıkışmışlığı da aşmak isteyecektir. ABD Başkanı sürekli olarak içe kapanmasının mümkün olmayacağını fark edecek ve Türkiye’nin terörle mücadelesine destek vermek durumunda kalacak. Aksi takdirde kendi başkanlık dönemi de selefi olan Obama’nın ki gibi kaos ile anılacaktır.
-ABD’nin Yalnızlaşma İhtimali Var-
Son süreçte ABD'nin gerileme dayalı dış politikası tepkilere neden oluyor. Bu tepkiler daha da büyüyebilir mi? Daha açık soracak olursak; ABD yalnızlaşır mı?Trump attığı adımlarla translatlantik ve transpasifikle olan ilişkileri sarsıyor, bu durumda ABD’nin yalnızlaşma ihtimalini ortaya çıkarıyor.
Bundan sonraki süreçte ise ABD’nin Trump yönetiminde algılandığı şekliyle yalnızlığının Trump sonrasında da sürüp sürmeyeceği merak ediliyor.
ABD’nin stratejik belgelerine bakarak söyleyebiliriz ki bu yalnızlaşma giderek artabilir. Türkiye gibi bir müttefikin kaybı, köken bağlarının olduğu transatlantikte yaşananlar, serbest piyasanın son dönemde yaşadığı gerilim, yeni bir grand stratejiye yönelinmesi ihtimalini ortaya çıkarabilir.
Güçlü ülkeler çok farklı projeksiyonlarla yeni bir küresel sistem inşa ediyorlar. Astana süreçleri, Türkiye’nin Suriye iç savaşında aldığı pozisyonlar buna örnek olarak gösterilebilir. Bunlar ABD olmadan atılan adımlardır. ABD bunları görüp birlikte hareket etme yönünde irade sergiler mi? Bunu da zaman gösterecek.