ABD üssüne saldırı: İran'ın varlığı ABD'nin çıkarının teminatı

Ürdün-Suriye sınırındaki ABD üssüne düzenlenen saldırıda 3 Amerikan askeri öldü. Terör ve Güvenlik Uzmanı Ersan Ergür olayın ABD'nin organize etmiş olabileceğini, İsrail'in saldırıya sevineceğini, İran'ın ise bu işten karlı çıkacağını söyledi.

Haber: Yunus Akseki

Geçtiğimiz günlerde Ürdün-Suriye sınırındaki Amerikan üssüne düzenlenen saldırıda 3 Amerikan askeri öldü, 40’a yakın asker de yaralandı. ABD kanadından saldırının İran destekli militan gruplar tarafından yapıldığı aktarılırken olayı Irak'taki Şii Milis İslami Direniş grubu üstlendi.

ABD üssüne yapılan saldırının İsrail’in Gazze’deki katliamlarına yönelik dünya üzerinde tepkilerin oluştuğu ve ABD’nin Ortadoğu’da bulunan askerlerini azaltacağını açıkladığı bir döneme denk gelmesinin oldukça manidar olduğuna dikkat çeken Terör ve Güvenlik Uzmanı Ersan Ergür; "ABD ile İran’ın gerçekte birbirlerine karşı sıcak bir savaşı körükleyecek yapıda olmadığını" vurguladı.

Ersan Ergür, ABD’nin Irak-İran savaşında el altından İran’ı desteklemek suretiyle izlediği denge politikasına atıf yaparak, İran’ın varlığının ABD’nin çıkarının teminatı olduğuna dikkat çekti.

ABD’nin organize ettiğine inancım tam

ABD üssüne yönelik saldırının Amerika’nın bölgeden çekileceğini açıkladığı yakın zamana denk gelmesine dikkat çeken Ersan Ergür, ABD’nin bölgede uzun vadeli bir strateji oluşturmuşken elini kolunu sallayarak gitmesini beklemenin doğru bir yaklaşım olmadığını ifade etti.

Ersan Ergür, Kamuoyunda, ABD’nin Orta Doğu’daki varlığına karşı tepkilerin olduğuna dikkat çekerek, “ABD’nin, kendi kamuoyuna bölgedeki mevcudiyetinin haklı gerekçelerini göstermesi açısından bu saldırıları ABD’nin organize ettiğine olan inancım tamdır. Organize etmemiş olsa dahi böylesi bir saldırının önlenmesi yönünde üç maymunu oynadığı kesin” dedi.

ABD’nin ne işi var diyenlere bir mesaj

ABD üssüne yönelik saldırının taşıdığı mesaja dikkat çeken Ergür, “Saldırının sonuçlarına baktığınızda sadece ABD’nin bölgede kalıcılığını muhkem hale getirdiğini görmek mümkün. Dolayısı ile bu saldırı doğrudan ABD kamuoyu ile ABD’nin bölgede ne işi var diyenlere yönelik bir mesaj olduğu açık’’ ifadelerini kullandı.

Bu saldırı İsrail’in işine yaradı

Saldırının her şeyden önce İsrail’in işine yaradığını belirten Ergür, “çünkü İsrail terör devletinin Gazze’de yaptığı katliamın arkasında ABD var. ABD olmasa böylesi bir saldırıyı yapma cesaretini bulamaz. Çünkü bölge ülkeleri artık İsrail’in bu aymazlığından bıkmış usanmış durumda. ABD gibi küresel bir devletin bölgede olması İsrail’i güvence altına almakta. Dolayısı ile bölgeden ayrılma niyetine giren ABD’nin bu düşüncesinin faaliyete geçmemesi için böylesi bir saldırı İsrail’i içten içe sevindirmiştir” ifadelerini dile getirdi.

Saldırı İran’ın bölgesel faaliyetleri için fırsat oluşturuyor

Yapılan saldırının kamuoyunda düşünülenin aksine İran için de fırsat oluşturacağını söyleyen Ergür, “bölgesel güç devşirecek bir diğer ülke ise İran. Çünkü Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri İran’ın Şii yayılmacılığının farkında. ABD’nin vekalet unsurları ile bölgede oluşturduğu ateş çemberi İran’ın bölgedeki faaliyetlerine fırsat oluşturmakta” dedi.

İsrail, İran ve PKK/PYD ABD’nin bölgede kalmasını istiyor

Ergür, ABD'nin sözde orduyu çekme mesajları gündemdeyken askeri üssüne yönelik yapılan saldırının, ABD’nin bölgede kalmasını isteyen İran ve İsrail'in çıkarlarına hizmet ettiğine vurgu yaparak, dikkatçeken bir ayrıntıyı da öne çıkardı.

Ergür, “ABD’nin bölgede kalmasını İsrail istiyor, ardından İran da istiyor. Bu anlamda çok istekli olan bir grup daha var. O da bölgede yani Irak’ın kuzeyinde, Suriye’nin kuzeyinde ve Türkiye’nin güney ve güney doğusunda bir terör devleti kurmak isteyen PKK/PYD terör unsurları var. Türkiye’nin tüm operasyonlarının hedefinde olan ve neredeyse yok olmak üzere olan terör örgütü ABD desteği ile bölgedeki varlığını sürdürme çabasında. Hatta ABD desteği ile birçok petrol sahasını işletiyor. Hatta ilginçtir Suriye petrolünü yine Suriye Rejimine satarak gelir elde ediyor. ABD’nin bölgeden ayrılması demek bu grupların yok oluşu anlamına gelmektedir. Ancak şunu söylemeliyim ki ABD’nin bölgeden defolup gitmesine çok az kaldı. İnanın Türkiye bu anlamda çok değerli adımlar atacak. Bunu zamanla hep beraber göreceğiz” ifadesini kullandı.

ABD’nin İran ile doğrudan bir savaşı istemiyor

ABD kanadının İran’a karşı vereceği cevabın İran sahası üzerinden değil, Suriye’deki İran unsurları nezdinde olabileceğine dikkat çeken Ergür, ABD’nin doğrudan doğruya İran ile karşı karşıya gelmeyeceğini söyledi.

‘ABD’nin İran ile doğrudan bir savaşı istemediği aşikâr’ diyen Ergür, “şayet böyle bir adımı atacak olursa Rusya ve Çin ile doğrudan karşı karşıya gelecektir. Çin ekonomik anlamda son dönemlerde özellikle Ukrayna Rusya savaşı sonrası ve pandemi sonrası ciddi bir kırılma yaşıyor. Ve şu anda Ortadoğu ve Afrika ile hayat bulmaya çalışıyor. Böylesi bir savaş bölgeyi ciddi anlamda bir kaosa sürükler. Üstelik İran bu açıklamayı reddetti. Kabul etmedi. ABD bölgedeki gruplardan bazılarını bombalayarak karizmasını kurtaracak ve kaldığı yerden devam edecektir.” vurgusunu yaptı.

İran ve İsrail varlıklarını birbirlerine borçlular

Kasım Süleymani ve Seyid Razi Musevi gibi suikastlara cılız sesler yükselten İran kanadının, ABD’nin bölgeden çekilmesinin gündemde olduğu bir anda ABD üslerine yönelik bir hamle bulunmasında değinen Ergür, şu sözleri aktardı:

“İran, İsrail karşı karşıya görünseler de esasında bölgede varlıklarını birbirilerine borçlular. İsrail’in bir hançer gibi sokulduğu Ortadoğu bölgesinde İsrail tehdidi ile uğraşan ülkeler ve ABD’nin Irak ve Suriye’de gerçekleştirdiği kaos ile bölge ülkelerini yeterince meşgul ettiğinden kimse İran ile yeni bir cephe açmayı düşünmez. Kasım Süleymani ve Seyid Razi Musevi gibi suikastlar ABD menfaatlerinin bölgede yerleşmesine bir engel oluşturmaya başlayınca yapıldı. ABD bunu da asla inkâr etmedi. ABD ile doğrudan bir savaş İran için bölgedeki etkinliğini yitirmesi demektir. Şu anda Irak’ta Suriye’de ve hatta Lübnan’da Şii gruplar üzerinden etkin bir konum almış durumda. Bölgede ortak düşmanlarını bertaraf etmiş ülkelerin İran’ın bugünkü politikalarına sıcak bakmayacağı gibi bu politikaların bertaraf edilmesi için tüm adımları atacaklardır. Bu durumda İran ABD’nin bölgeden çekilmesini neden istesin ki?”.

İran ile ABD arasında çıkacak bir savaş Türkiye’yi de etkiler

Kamuoyunda ABD'nin İran'a karşı bir savaş başlatacağı konuşulurken, olası bir savaşın bölge ülkelerine büyük zararlar vereceği konusuna değinen Ergür, savaşın gerçekleşme olasılığının oldukça düşük olduğunu belirterek, “Böylesi bir savaş Türkiye’yi çok etkiler. Türkiye Suriye’deki karışıklığın sorumlusu olarak gördüğü ABD’ye senin burada ne işin var diyerek ABD’nin bölgedeki varlığına sıcak bakmadığını her fırsatta dillendiriyor. Suudi Arabistan’da bölgede böylesi bir savaşı istemez. Çin ve Rusya ABD varlığından rahatsız. Yani böylesi bir ihtimali şu anda mümkün görmüyorum. Gerçi şunu da belirtmem gerekiyor. ABD’nin BOP projesi ile bölge ülkelerini böl, parçala ve yönet stratejisini henüz terk etmiş değil. İsrail’in güvenliği ve bölge yeraltı ve yer üstü kaynakları ile enerji sahalarını kontrol altına almaktan vazgeçmez. Ancak HAMAS unsurlarının İsrail karşısındaki direnci bölge ülkelerini birbirlerine yakınlaştırdı. Yani batıya meftun kör bir bakış yerini bilinçli ve şuurlu bir anlayışa bırakmaya başladı. Fırsat bulacak olsa elbette Türkiye’yi de İran’ı da diğer ülkeleri de parçalayıp güçsüzleştirecektir. Ancak görünen o ki ABD artık bölgemizdeki gücünü kaybetmeye başladı. Bir savaşa girecek olursa bu durum belki bölgede akan kanı artıracak ama ABD’nin yok oluşunu hızlandıracaktır.” söyleminde bulundu.

İsrail bu saldırının merkezinde

Son olarak ABD üssüne yönelik saldırıda İsrail’in bu saldırıların merkezinde konumlandığına işaret eden Ergür, “İsrail’in yarım asırdır bölgede kendisi lehinde hareket edecek grupları devşirerek istediği şekilde terör saldırılarını yaptıracak bir ağa sahip olduğunu ifade etmeliyim. Türkiye’de bile bölge insanlarından kurduğu casus ağına bakarsanız Müslümanların geleceklerini ipotek altına almak isteyen terör gruplarını desteklediğini değerlendirdiğimizde el altından onların yaptırmış olması da muhtemel. Ancak bu ihtimali biraz zayıf görüyorum. Çünkü böylesi bir adımın İsrail aleyhine açığa çıkması kendisini ABD nezdinde oldukça zor bir duruma sokar. Gerçi bu durumun hiç önemi yok. İsrail biz Müslümanlara doğrudan savaş açmış durumda daha ötesi var mı? İfadelerini dile getirdi.