ABD teknolojik gücünü korumak, Çin tek güç olmak istiyor

ABD-Çin arasında yaşanan ekonomik ve politik kavga yerini teknolojik savaşa bıraktı. Ülkeleri Google ve Microsoft gibi ürünlerle teknolojik esarete alan ABD, bu alanda yaptığı hamlelerle ABD’nin elindeki teknolojik gücü kırıp, tek güç olmak isteyen Çin’e Huawei üzerinden darbe vurmak istedi. Küresel sermayenin iki şer gücünün kapıştığı savaşın sonucu ne olursa olsun, her devlet bu iki ülkenin güdümünden kurtulmak için kendi teknolojik alt yapısını üretmesi elzemdir.

Yeni nesil sıcak savaş: Teknoloji

ABD ile Çin’in arası iyice kızışıyor. Hali hazırda var olan siyasi ve ticari krize şimdi de teknoloji krizi eklendi. ABD, Çin teknolojisi Huawei’ye savaş açtı. Trump geçtiğimiz günlerde siber saldırı riski, casusluk endişesi ve kritik anlarda sistemlerin devre dışı bırakılabilme ihtimaline karşın ‘ulusal acil durum emri’ yayınlayarak ABD yapımı dışında tüm telekomünikasyon cihazların kullanımını yasakladı. Google, Intel, Xilinx ve Qualcomm, Huawei şirketi ile işbirliğini askıya aldı.

Özel Haber: Rabia Aykut

ABD ile Çin arasında tırmanan teknoloji krizi, ticaret savaşı, güvenlik endişesi yeni değil. ABD Ağustos 2018’de devlet kurumlarında çalışanlara ve bu kurumlarla bağlantılı şirketlerde Çin menşeli Huawei ve ZTE üretimi cihazların kullanımını yasaklamış ve hatta müttefiklerine de ‘Huawei ekipmanları kullanılmasın’ çağrısında bulunmuştu.

CIA ve FBI da işin içinde

CIA’in ve FBI’ın da işin içinde olduğu teknoloji krizinde Huawei ile ZTE CIA ve FBI tarafından casuslukla suçlandı.

ABD-Çin ticari krizinin görüşüldüğü zamanlarda Huawei kurucusunun kızı ve şirketin Baş Finans Yöneticisi (CFO) Meng Vanzhou, ABD'nin İran yaptırımlarını deldiği iddiasıyla Kanada’da tutuklandı. -halen Kanada’da göz hapsinde- Çin de Vanzhou’nın ABD’ye gönderilme ihtimaline karşın sert tepki gösterdi.

ABD sadece kendi ülkesinde değil diğer ülkelerde de Huawei’in önünü kesmeye çalışıyor. 5G teknolojisinde öncü konumunda olan Huawei teknolojisinin Avusturalya ve Yeni Zelanda’da 5G altyapılarında kullanılmasını engellemek için ABD tarafından önlemler alındı. Ancak Çin çoktan 18 ülkeyi gözetleme sistemlerine aldı ve 36 ülkenin interneti Çin’in elinde.

Huawei’ye son darbe Google’dan geldi. Google Amerika Güvenlik Bürosu tarafından ‘kara liste’ye alınan Huawei’in Android lisansını iptal etti. Google’dan sonra Intel, Xilinx ve Qualcomm da Huawei ile işbirliğini askıya aldı.

‘Tedbirler ABD’yi daha güvenli yapmayacak’

Huawei şirketinden Trump’ın ‘ulusal acil durum emri’ne karşı açıklama geldi. ABD’nin bu kararla 5G’nin kuruluş sürecinde geride kalacağı belirtilen açıklamada, “Huawei’in ABD’de iş yapmasını engellemek ABD’yi daha güvenli yapmayacak veya daha güçlü hale getirmeyecek. Aksine ABD’yi daha düşük standartlarda, ancak pahalı alternatiflerle sınırlandıracaktır” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada ihlallerin yasal sorunlara yol açacağı belirtildi.

Google’ın hamlesinden sonra bir açıklama daha yayınlayan Huawei, “Tüm dünyada bugüne kadar satılan ve hâlihazırda stokta bulunan tüm Huawei ve Honor akıllı telefon ve tablet ürünleri için kullanıcılarına güvenlik güncellemeleri ve satış sonrası hizmetler sunmaya devam edecektir. Tüm kullanıcılara en iyi deneyimi sunmak amacıyla güvenli ve sürdürülebilir bir ekosistem kurmaya devam edeceğiz' bilgisini verdi.

Güvenlik mi? Ekonomik mi?

ABD ile Çin arasındaki teknoloji sorununun güvenlik değil ekonomik temelli olduğunu savunanlar çoğunlukta. Ancak ABD’nin Çin’e uyguladığı vergiler üretim yeri Çin’de olan Apple’ı olumsuz etkiliyor. Apple vergiler yüzde 18 iken üretim maliyetinin düşük olması sebebi ile Çin’den vazgeçmemişti. Vergilerin yüzde 25’e çıkması ile Apple’ın Çin’in yerine alternatif aradığı konuşuluyor.

Trump’ın neyin savaşını verdiği ise hala anlaşılamadı. Teknolojik ve ekonomik olsa bu durum Apple’ı zora sokuyor. Güvenlik olsa zaten bütün yazılım ve donanımlar Amerika menşeili ve Apple’ın üretim yeri Çin.

Öte yandan Polonya’da Huawei çalışanın bilgi casusluğu yaptığının ortaya çıkması ve İtalya’da Huawei alt yapısını kullanan Vodafone’da arka kapı bulunması durumları ise Amerika’nın güvenlik endişesinde çok da haksız olmadığını gösteriyor.

Asıl meselenin bigdata olduğu iddiaları da konuşuluyor. Buna göre Çin’in bütün insanların bigdatasına sahip olmak istemesine karşın Amerika tedbir alıyor, hatta engelleme yoluna gidiyor. Çünkü herkesin bigdatasına sahip olmak herkese göre üretim yapabilmek demek. Bu da Huawei 1 numara yapar. Teknolojiyi tekelleştirir.

‘Dışa bağımlı olmayacağız’ savaşı

Dünyanın en büyük iki ülkesi olan ABD ile Çin arasındaki kriz giderek tırmanıyor. Konuyla ilgili Donanım Haber Teknoloji Editörü Erdi Özüağ ve BEKA Derneği Bilim ve Teknoloji Başkanı Hüseyin Sofuoğlu gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Uzmanlar krizin iki ülkenin de teknolojik, ekonomik ve politik olarak dışa bağımlı olmak istemediklerinden kaynaklandığı görüşünde.

Türkiye’nin en iyi teknoloji editörleri arasında gösterilen Donanım Haber Teknoloji Editörü Erdi Özüağ, Çin'in 2025 politikasından bahsetti. Buna göre Çin’in 2025 yılına kadar ülkesinde kullanılan bütün elektronik cihazları kendisinin üretmeye çalıştığını belirten Erdi Özüağ, “Çin dışa bağımlı olmak istemiyor. Her şeyi kendi üretmek istiyor. Amerika’nın karşı argümanı da ‘teknolojimizi çaldı’ yönünde” dedi.

Amerika’nın Çin’de şirketinin olmadığını belirten Özüağ, “Amerika 1.5 milyar nüfusu olan bir yerde olmak istemez mi? Bir Çin şirketinin Amerika’da şirket açması, bir Amerikalının Çin’de şirket açmasından daha kolay. Çin’in istediği bir takım kriterler var. Yanına Çin’den bir ortak alması gerektiğini söylüyorlar. Resmi olarak bir doğrulma yok. Ancak Alman otomobil şirketleri Çin’de üretim yaparken hep yanlarında Çinli bir iştirakçi oluyor” şeklinde konuştu.

Teknik boyutu

Bu krizin bir çok nedeni var. Bir kaç başlık altında incelemek gerekirse; İşin ekonomik politik tarafı var, ticaret savaşları var, teknik kısmı var. Krizin teknik kısmına değinen Erdi Özüağ, “ABD’nin özellikle Huawei’den istediği doneler var. ABD diyor ki’ Huawei Çin’in güdümünde’. Ürünlerinde bilgi akışı sağlıyor. Huawei’den şeffaflık bekliyor. Huawei ‘Çin ile alakamız yok’ diyor ama Amerika için bu yeterli değil” dedi.

Google’ın Andorid lisansını iptal etmesinin Huawei olumsuz etkileyeceğini ve Huawei kullanıcılarını uzun vadede mağdur edeceğini anlatan Özüağ, “Huwaei açıklamasında mevcut telefonların android güncellemesi alacağını belirtti. “Ancak şu an android 9 var ve android 10 geliyor” diyen Özüağ, “Mevcut telefonlar android 10’a geçebilecek mi? Huawei açıklamasında bu konudan bahsetmedi. Bu durum sağlanmazsa kullanıcılar mağdur olur. Bundan sonra çıkacak telefonlarda sıkıntı var. Ancak Huawei’in kendi işletim sistemi var. Açık kaynak android kullanılabilir durumda. Burada sadece Google play store, youtube ve gmail servisleri kullanılmayacak. Çin’de zaten bunlar kullanılmıyor. Huawei almak isteyenler Çin’den tedarik edip o servisleri açtırabilirler” ifadesini kullandı.

Huawei’in 3 aylık stoku var ve bu durumun kısa vadede Huawei kullanıcılarını da etkilemeyeceğini belirten Özüağ, “3 aylık süre kendi teknolojisini geliştirmek için yeterli bir süre. Burada önemli olan Microsoft’un ne yapacağı. Henüz bir açıklamada bulunmadı ama kanun net: Kara liseye alınanlar Amerika şirketlerine teknoloji satamaz, Amerikan şirketlerinden teknoloji alamaz” diye konuştu.

Huawei almayı düşünenler için tavsiyelerde bulunan Özüağ, “Huawei sorunu ZTE’den çok daha büyük. NATO üye ülkelerinden Huawei kullanacıları ile istihbarat bilgi paylaşımını kesebileceğini bildirdi. Huawei kurucusunun kızı hala Kanada’da göz hapsinde. Artık iki ülkenin başkanları bu sorunu çözecek. Huawei almak isteyenler G20 zirvesini beklesinler” şeklinde konuştu.

Ticari boyut

Amerikan Ticaret Bakanı’nın ‘bu ticaret savaşı değil’ açıklamasına değinen Özüağ, Amerika ticaret savaşı değil dese de işin ekonomik tarafı da var. Kara listeyi oluşturan ve Huawei listeye alan büro Amerikan Sanayi ve Güvenlik Bürosu ve bu büro Ticaret Bakanlığına bağlı. Ulusal Güvenliğe ya da Savunma Bakanlığına bağlı değil. Ticaret savaşı değil diyorlar ama bu durum kafa karıştırıcı” ifadelerini kullandı.

Huawei’in ekonomik büyümesinden bahseden Özüağ, Huawei’de ciddi bir büyüme söz konusu. Pazar payı yüzde 19. Telefon tarafı geçen sene Apple’ın arkasındaydı bu sene Apple’ı geçti. Bu büyüme temposu böyle devam ederse 1 numara olacaklar. Network’de Pazar payı yüzde 30’a yaklaştı. Büyümenin verdiği rahatsızlık söz konusu. Çin gibi bilinmedik kapalı bir sistemden gelen marka 1 numara olacak. Amerika’nın en büyük endişelerinden biri bu” dedi.

Güvenlik boyutu

Krizin güvenlik boyutunu değerlendiren Özüağ, “Amerika’nın elinde sağlam doneler var. Vadofone İtalya’da Huawei ile çalışıyor ve orada arka kapı bulunuyor. Polonya’da Huawei çalışanı bilgi casusluğu yaparken yakalanıyor. Polonya Avrupa’da Amerika’ya en yakın ülke ve Huawei’in en büyük olduğu ülke. Amerikanın burada endişelenmekte haklı argümanları var” dedi.

Amerika’nın Huawei’den şeffaflık beklediğini belirten Özüağ, Amerika diyor ki ‘ Huawei Çin’in güdümünde bilgi akışı sağlıyor.’ Huawei, Çin ile alakamız yok diyor ama bu Amerika için yeterli değil. Asıl sorun Huawei kurucusunun Asker kökenli olması. Ve Çinli şirketlerin Amerikan teknolojisini çaldığı iddiası” diye konuştu.

Erdi Özüağ bunların her şey güzelken sorun olmadığını Huawei’in 1 numaraya doğru giderken sorun olduğunu vurguladı.

Devlerin ekonomi savaşı

Devlerin kendi arasında ekonomik savaş verdiğini söyleyen BEKA Derneği Bilim ve Teknoloji Başkanı Hüseyin Sofuoğlu, “Ülkeler dışa bağımlılığını azaltmaya çalışıyor. Türkiye’de ithalatta artık 1 dolar dahi olsa yüzde 18 vergi alınacak. Bu yurtdışı internet satışlarını bitirmeye yönelik bir adım” şeklinde konuştu.

Android cihazların hepsinin kullandığı donanımın Amerika menşeli olduğunu belirten Sofoğlu, “Kullandıkları işletim sistemi Android, General Magic’in işletim sistemini yazan kişi Amerikalı. İşletim sistemi Amerikalı, Apple’ın cihazları Çin’de üretiliyor. Bunun sebebi kesinlikle güvenlik değil, devler kendi aralarında ekonomik savaş veriyor” dedi.

Türkiye’de güvenlik

Türkiye’nin güvenlik durumuna değinen Sofoğlu, “Türkiye’de kamu kurumlarında dijital dönüşüm söz konusu. Microsoft yerine açık kaynak kodlu yazılımlar tercih ediliyor. Buda sürekli kontrol edilmesi gereken bir durum oluşturuyor. Bu durumda da güvenlik açıkları ya saldırı olduğu esnada fark edilip müdahale edilecek ya da beyaz hacker grupları vasıtası ile kontrol edilecek. Dünyada her ülke böyle yapıyor. Devlete çalışan beyaz hacker gruplarını kullanıyorlar” değerlendirmesini yaptı.