Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio tarafından sunulan "Hong Kong İnsan Hakları ve Demokrasi Yasası" başlıklı tasarı, Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti tarafından tam destekle onaylandı.
Hong Kong'un özerklik statüsüne destek vermek amacıyla sunulan tasarıda, Hong Kong ve ABD arasında özel ticaret ilişkisi kurulması ve devam eden "demokrasi yanlısı protesto gösterilerine şiddet karıştıran" Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını öngörülüyor. Oylama sonrasında tasarıya ilişkin yazılı bir açıklama yapan Senatör Rubio, şunlarını kaydetti:
"Tüm dünya, Hong Kong halkının her gün giderek agresifleşen Pekin ve Hong Kong hükümetine karşı uzun zamandır verdiği özgürlük mücadelesine tanık oluyor. Özgürlük için atılan çığlıklar şiddetle karşılandı ve genç Hong Kong insanları trajik bir şekilde hayatlarını yitirdi. ABD, şimdi her zamankinden daha fazla, özgürlük mücadelesi veren Hong Konglular ile birlikte olduğunu göstermeli ve Pekin'e açık bir mesaj göndermeli.”
Senatodan geçen tasarının hayata geçebilmesi için önce Temsilciler Meclisinden geçmesi daha sonra ise Başkan Donald Trump tarafından imzalanması gerekiyor.
Protestolarda şiddet dalgası Hong Kong'da yaz başından bu yana devam eden protestolarda, son haftalarda protestocular ile polis arasındaki çatışma ve şiddet olayları arttı.
Göstericiler, geçen hafta başında üniversite kampüslerini ve kent merkezlerini işgal etmişti.
Güvenlik güçleri, öğrenci ve protestocuların işgal ettiği 10'dan fazla üniversite kampüsünün çoğunda kontrolü ele almış, işgal sadece Polytechnic Üniversitesi'nde devam etmişti.
Geçen hafta başında başlayan üniversite işgalleri nedeniyle birçok üniversite, 2019'un son iki ayında ders yapılmayacağını duyurmuş, yüzlerce yabancı öğrenci Hong Kong'dan ayrılmıştı.
Resmi verilere göre, kentte hazirandan bu yana 4 binden fazla protestocu gözaltına alındı.
Protestoların gelişimi Hong Kong yönetimi, "Şüphelilerin Çin ana karası, Çin'in Makao Özel İdari Bölgesi ve Tayvan'a iadesini kolaylaştıran" yasa tasarısını 3 Nisan'da parlamentoya sunmuştu.
Tasarının, Hong Kong'un özerk yönetim yapısı ve yargı bağımsızlığını zedeleyerek kenti, Çin merkezi yönetiminin güdümüne sokacağını düşünen muhalefet, haziran başında kentte büyük kitlesel protestolar başlatmıştı.
Protestoların gün geçtikçe şiddetini artırması üzerine Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam, temmuzda tasarının "öldüğünü" açıklamış, gösterilerin sürmesi üzerine 4 Eylül'de tasarının geri çekileceğini duyurmuştu.
Tasarı, 23 Ekim'de resmen geri çekilmesine rağmen protestocular, "demokratik reform" talepleriyle eylemleri sürdürme kararı almıştı.
Göstericiler, tasarını geri çekilmesi ile birlikte protestoların "ayaklanma" olarak adlandırılmasına son verilmesini, polis şiddetinin soruşturulması için bağımsız komisyon kurulmasını, tutuklanan protestoculara af çıkarılmasını ve kentte siyasi reform sürecinin yeniden başlatılmasını içeren beş talep öne sürüyor.