Türkiye, ABD ile yükselen tansiyonu diplomatik yolla çözme girişimlerine beklediği karşılığı bulamadı. Gerçek niyetini ortaya koyan Washington, yeni isteklerle, ABD-FETÖ ilişkisinin ortaya çıkmasını engelleme ve şantaj yolunu seçti.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığında Washington'a giden Dışişleri, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı temsilcilerinden oluşan heyet, Dışişleri Bakanlığı'nda yaklaşık 50 dakika, Hazine Bakanlığı'nda ise 1,5 saat süren görüşmelerde bulundu. Diplomatik yollardan çözüm yerine krizi daha da tırmandırma yolunu seçen ABD'nin tutumu nedeniyle görüşmelerden sonuç alamayan Türk heyeti dün Ankara'ya döndü. Görüşmelere ilişkin tek resmi açıklama kanalı ABD Dışişleri Bakanlığı oldu. Bakanlık Sözcüsü Heather Nauert, bakan yardımcılarının görüşmelerine ilişkin, "Papaz Andrew Craig Brunson da dahil ikili ilişkileri ilgilendiren birçok konuyu ele aldılar" ifadesini kullandı.
Türk yetkililer garanti vermedi
Görüşmelere dair yapılan yazılı açıklamada, "Türk yetkililerle ilave görüşmeler yaptık. Görüşmeler devam ediyor Açık bir şekilde Rahip Andrew Brunson'ın eve dönmesi gerektiğini söyledik" denildi. Wall Street Journal Gazetesi ise, görüşmelere ilişkin, Türkiye ile ABD arasında anlaşmanın sağlanamadığını, Türk yetkililerin Brunson'un serbest bırakılacağına dair bir garanti vermediğini, Trump yönetiminin yeni yaptırımları hayata geçirme noktasına geldiğini öne sürdü.
ABD'nin asıl derdi FETÖ
Görüşmeler sonucunda, papaz Brunson'u bahane eden ABD'nin asıl derdinin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olduğu ortaya çıktı. Temaslarda ABD, Brunson'un durumunu konuşurken Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesini masaya yatırdı. Brunson'un derhal serbest bırakılmasını isteyen ABD, Türk heyetin önüne sadece Brunson değil, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi kapsamında tutuklanan diğer ABD vatandaşları ve Türk vatandaşı olup ABD'nin Türkiye'deki misyonlarında çalışan FETÖ'cü teröristlerin tahliyesi talebini de koydu.
Darbecileri istediler
Papaz Brunson'un yanı sıra Türkiye'de darbe girişimi sonrası tutuklanan NASA çalışanı Serkan Gölge ile FETÖ tutukluları ABD'nin Türkiye'deki temsilciliklerinde çalışan Hamza Uluçay ve Metin Topuz da müzakerelere geçilmesi için tahliyeleri konusunda yazılı talep istenen isimler arasında yer aldı.
Amaçları krizi derinleştirmek
Türkiye ile ABD arasında diplomatik kanallarda yaşanan bu gelişmeler, Washington yönetiminin son yaşanan gerilimdeki asıl amacını da ortaya koydu. ABD'nin, Brunson diye bir derdi yok. Rahip Brunson üzerinden, ABD-FETÖ ilişkilerinin ortaya çıkarılmasını engellemeye çalışıyor. ABD, iki ülke arasındaki sorunlara ortak bir çözüm bulmak yerine Amerika-FETÖ ilişkilerini gözler önüne seren Brunson ve diğer FETÖ tutuklularını masaya taşımak suretiyle krizi daha da derinleştirmekten yana bir tavır almış durumda. Kurulan mekanizmalar üzerinden FETÖ elebaşlarının iadesi için önüne konulan belgeleri işleme koymak istemeyen ABD, bu yolla Türkiye'nin FETÖ'cülerin iadesi yönündeki ısrarını gölgelemeyi de amaçlıyor. Türkiye'nin Halkbank yöneticisi Hakan Atilla konusundaki talepleri karşısında da Amerika, bu kozunu İran'a yönelik yaptırım baskısını arttıracak bir unsur olarak vermeye yanaşmıyor. ABD, kriz diplomasisiyle açık bir şekilde Türkiye'yi Suriye, Rusya ve İran ile ilgili konularda sıkıştırmayı amaçlıyor. Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füzesi satın almasına karşı F-35 yaptırımına hazırlanan Amerika, Suriye'de Türkiye'nin Rusya ve İran ile ortaklığı ve PKK/PYD konusundaki ısrarından da rahatsızlık duyuyor. Amerika, İran yaptırımlarına uymama konusunda sinyaller veren Türkiye'yi dize getirmeyi hedefliyor.