ABD'nin İran'a yönelik ekonomik kuşatmayı genişletmek istemesi ve İran'a yakın coğrafyada askeri varlığını artırması, bazı çevrelerde ekonomik kuşatmanın askeri kuşatmaya dönüşebileceği düşüncesi meydana getirdi.
Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Bayram Sinkaya, ABD'nin son dönem İran politikasıyla ilgili gelişmeler hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
İnat, ABD’nin İran’ın etrafındaki askeri varlığının uzun süredir söz konusu olduğunu ve bunun İran'ı çevreleme politikasının bir parçası olarak değerlendirilebileceğini söyledi.
ABD’nin bölgedeki askeri varlığının İran’ı çevreleme politikasına da hizmet ettiğini dile getiren İnat, “ABD’nin Azerbaycan, Afganistan ve Irak’ta askeri varlığı zaten söz konusu. Azerbaycan’da İsrail’in de bir angajmanı var. Bu açıdan bakıldığında İran zaten askeri anlamda kuşatılmış durumda.” dedi.
İnat, son zamanlarda ABD’nin İran'a müdahalede bulunacağına dair konuşmaların arttığını anlatarak, “ABD’de İran'ın bölgedeki tüm faaliyetlerini durdurma arzusu öne çıktı. Hatta bazı çevreler ABD’nin bununla da yetinmeyeceği ve İran rejiminin yıkılana kadar yaptırımların devam ettirilmesinin istendiğini söylüyor.” şeklinde konuştu.
"ABD devlet aygıtı İran konusunda hemfikir değil"ABD’de İran konusunda ülkede bulunan Suudi Arabistan ve İsrail lobisi nedeniyle farklı yaklaşımlar sergilendiğinin altını çizen İnat, şu değerlendirmelerde bulundu:
“ABD devlet aygıtı İran konusunda hemfikir değil. Bazı kesimler askeri tedbirlerin devreye konmasını isterken Pentagon’un ABD’yi savaşa sürükleyen durumlardan kaçındığını görüyoruz. Ancak Trump’ın yanındaki Bolton ve Pompeo ikilisine baktığımızda ABD dış politikasında belki İsrail lobisinin de etkisiyle İran meselesini bir numaralı gündem haline getirdiklerini ve İran’a uygulanan baskıların artırılmasından yana olduklarını görüyoruz.”
John Bolton ve Mike Pompeo İran rejimini yıkma niyetine sahipİnat, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ikilisinin İran rejimini yıkma niyetine sahip olduğunun bilindiğini kaydederek, İsrail lobisinin geçmiş dönemde de İran’a karşı sınırlı bir askeri operasyon istediğini ve bunu şimdi yeniden ABD’ye dayatabileceğini anlattı.
ABD’nin İran yaptırımlarının askeri operasyona dönüşmesinin ülkedeki lobilerin ortak tavır sergilemesiyle mümkün olabileceği hatırlatmasında bulunan İnat, savaş ihtimalinin şu an için mümkün görünmediğini ve ABD’nin yaptırımları artırarak sonuca ulaşma stratejisini benimsemeye devam edeceğini dile getirdi.
Sinkaya ise ABD'nin İran kuşatmasını askeri değil diplomatik kuşatma olarak nitelendirdi.
Pompeo ve Bolton’un Orta Doğu ziyaretinde İran meselesinin ön plana çıktığını belirten Sinkaya, ABD’nin Suriye ve Irak’taki askeri varlığının sürmesinin temel sebeplerinden birisinin İsrail’in güvenliğini sağlanmak olduğunu aktardı.
Sinkaya, bölgede İsrail, Mısır ve bazı Arap ülkelerinin İran’ın etkisinin kırılması için girişimlerde bulunduğunu kaydetti.
Basra Körfezi ve Orta Doğu’daki ABD askeri varlığı İran için tehditIrak’taki ABD askeri varlığının doğrudan İran’a tehdit olacak nitelikte olmadığını dile getiren Sinkaya şunları söyledi:
“Hatırlayacaksınız 2011-2013 yıllarında Irak’ta 120 binden fazla ABD askeri vardı ve o dönem mevcut şartlar altında İran’la askeri bir sürtüşme olmadı. Şimdi Irak’ın uzak bir vilayetinde Suriye sınırına yakın yerlerde ABD askeri üssünün olması, sınırlı operasyonlar için bir anlam ifade edebilir ama, çok ciddi bir askeri tehdit sayılmaz.”
Bölgedeki ABD askeri varlığının İran için tehlike oluşturduğunu vurgulayan Sinkaya, “Basra Körfezi ve Orta Doğu’daki diğer üslerde ABD askeri varlığı İran için her zaman potansiyel bir askeri tehdittir. Şimdi ortaya çıkan yeni manzarada meydana gelen husus bu tehdit niteliğinin artması değil aynı niteliğin aslında biraz daha göz önüne serilmesi gibi görülebilir.” ifadesini kullandı.