AB Liderler Zirvesi ikinci gününde devam ediyor

Avrupa Birliği (AB) liderlerinin toplantısı ikinci gününde göç ve Çin ile ilişkiler ana gündemiyle sürüyor.

Avrupa Birliği (AB) liderlerinin toplantısı ikinci gününde göç ve Çin ile ilişkiler ana gündemiyle sürüyor.

AB'ye üye 27 ülkenin liderleri, Belçika'nın başkenti Brüksel'deki AB Konseyi binasında Liderler Zirvesi'nin ikinci gün oturumları için toplandı.

Dünkü oturumlar yerel saatle 01.30'a kadar sürmüş, liderler Ukrayna, savunma ve güvenlik konularını ele almıştı.

Toplantıların sonunda kabul ettikleri ortak bildiride AB liderleri, Ukrayna'ya askeri ve mali desteğin sürdürülmesi ve Avrupa savunma sanayisinin güçlendirilmesi konusundaki taahhütlerini yinelemişti.

Liderlerin bugünkü oturumları daha zorlu bir gündemle başladı. İlk olarak göç konusunu masaya yatıracak liderlerin iki hafta önce Yunanistan açıklarında meydana gelen ve bir teknenin batmasıyla yüzlerce göçmenin ölümüne neden olan facia sonrası durum değerlendirmesi yapılması bekleniyor.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, dünkü açıklamasında, Birliğin dış sınırlarının güçlendirilmesi, kaçakçılarla mücadele ve menşe ülkelerin ekonomik istikrarına yatırım yaparak düzensiz göçü önleme alanlarında üç rapor sunacağını söylemişti.

Bu yıl yapılan tüm AB zirvelerinde gündeme gelen göç konusunda bu kez de sonuç çıkması ihtimali düşük görülüyor.

Özellikle güneydeki İtalya ve Yunanistan gibi AB ülkelerine gelen göçmenlerin diğer üye ülkelere dağıtılması ve bunun finansmanı gibi konuların tartışmaların önemli bölümünü oluşturması bekleniyor.

- Çin ile ilişkiler

İkinci oturum ise Çin ile ilişkilerle ilgili olacak.

Hem siyaset hem ekonomi alanında bir yandan ortaklık, bir yandan rekabet etmeyi gerektirecek "yeniden düzenleme" vizyonu çerçevesinde yapılması, AB Dış İlişkiler ve Savunma Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in hazırladığı belgenin liderler tarafından müzakere edilmesi planlanıyor.

Borrell, belgeye ilişkin daha önce yaptığı açıklamada, Çin ile ilişkilerde mevcut "ayrışma" yerine "risk azaltma"ya gidilmesi gerektiğini, yeni Çin politikasının küresel sorunlara çözüm için beraber çalışmanın yanı sıra özellikle ham madde konusunda Çin'e bağımlı olmadan rekabet edebilme kavramları etrafında şekillendirileceğini belirtmişti.