Maliye Bakanı Şimşek, AB'yi Mısır'daki darbeye darbe diyemediği için sert şekilde eleştirirken, eski Fransa cumhurbaşkanı Sarkozy'nin 'Biz kediye kedi deriz' sözünü hatırlattı.
Düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezi'nin, Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu TUSKON'la ortaklaşa düzenlediği toplantıda Türkiye ekonomisi hakkında sunum yapan Mehmet Şimşek'e Mısır ve Suriye'deki gelişmelerin ekonomiyi nasıl etkileyeceği soruldu.
Şimşek, "Türkiye, İtalya ile Çin ve Hindistan arasında en büyük üretim üssü. Rekabetçi bir ekonomiyiz. Bölgemiz demokratik, istikrarlı ve müreffeh olursa bundan en çok biz faydalanacağız" dedi.
Mısır ve Suriye'deki olayların Türk ekonomisine rakamsal olarak sınırlı etkisi olacağını fakat bölgede demokrasi, istikrar ve refah adına kaybedilen fırsatların daha önemli olduğunu anlatan Şimşek, "Mesele bugünün ticareti, ödemeleri değil. Allah bilir gelecek yıllarda kaybedilecek fırsatlar" ifadesini kullandı.
Şimşek, AB'nin Mısır'da ordunun yönetime el koymasını darbe olarak görmeme ve eleştirmekten kaçınma tutumunun bütünüyle şaşırtıcı olduğunu söyleyerek, AB üyeliğine destek veren biri olarak "Avrupa'nın Mısır krizi karşısındaki tavrının kendisini gerçekten hayrette bıraktığını" belirtti.
Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sarkozy'nin 'Biz kediye kedi deriz' sözünü hatırlayın. Avrupa Parlamentosu ve muhtemel bazı istisnalar hariç Avrupalı politikacılar kediye kedi diyemedi. Hayretler içinde kaldım. Bu sizi endişelendirmeli. Gerekçesinden bağımsız olarak tamamıyla bir askeri müdahale söz konusuysa bu darbedir. Bunu bile söyleyemiyorsanız, yarın Avrupalı bir meslektaş bu konularda ders vermeye kalktığına darbeye darbe diyemediklerini hatırlamaları ya da kendilerine hatırlatılması iyi olur" dedi.
Bakan Şimşek, AK Parti hükümetinin demokrasiyi güçlendirmek için darbecilerin dokunulmazlığını kaldırmaktan Milli Güvenlik Kurumu'nun yapısını ve işlevini değiştirmeye ve temel hak ve özgürlükleri güçlendirmeye kadar birçok alanda önemli reformlar yaptığını ve "Mısır'da yaşananlardan doğrudan alacakları bir ders olmadığını" söyledi.
"Avrupa'nın içine düştüğü tuzağa yakalanmak istemiyoruz"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın her aileden üç çocuk talebinin bazı kesimlerce "özel hayata müdahale" şeklinde sunulduğunu hatırlatan Şimşek, şunları kaydetti:
"Kimse kimseyi çocuk sahibi olmaya zorlamıyor ama bunun nedenini tahmin edebilirsiniz. Türkiye mevcut doğurganlık oranını artırmazsa 2047 yılında nüfus azalmaya başlayacak. Çalışma çağındaki nüfusu büyük oranda gerileyecek. Türkiye zenginleşmeden yaşlanmaya başlayacak. Bu tuzaktan kaçınmaya çalışıyoruz."
Türkiye'nin bazı batı illerinde doğurganlık oranının Avrupa'dan bile kötü olduğunu vurgulayan Şimşek, Avrupa'nın içine düştüğü yaşlanan nüfus, büyüyemeyen ekonomi tuzağına yakalanmamak için tek çıkış yolunun doğurganlık oranının artmasından geçtiğini ifade etti.
"Haritaya bakın, Türkiye Kıbrıs adasından daha Avrupalı"
Avrupa kıtasında bulunmadığı gerekçesiyle Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkanlara "Kendinize gelin, haritaya bakın, Kıbrıs adası Avrupa'da, Türkiye değil, bu nasıl olabilir" diyen Şimşek, Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanları haklı gösterecek ekonomik verilerden de bahsedilemeyeceğine işaret etti.
Şimşek, artık Türkiye'nin göç vermek bir yana Almanya'dan net göç alan bir ülke haline geldiğine dikkat çekti.
Mehmet Şimşek "O halde karşı çıkma gerekçeniz ne? Belki kökü derinlerde, belki tarihi nedenler, belki İslamofobi, belki Türkiye'nin büyüklüğünden duyulan korkular. Bilmiyorum ama bir neden var" dedi.
"Keşke sizin gibi profesörüm olsaydı"
Avrupa Politika Merkezi'nin kıdemli analisti Eberhard Rhein, Bakan Şimşek'in sunumunu çok beğendiğini söyleyerek, "Çok sayıda Türk bakan, yetkili ve akademisyen dinledim fakat siz göz alıcı şekilde hepsini birleştirdiniz. Keşke öğrenciyken sizin gibi bir profesörüm olsaydı. General Elektrik'in CEO'su olsaydım sizi küresel sunumlar için görevlendirirdim" övgüsünde bulundu.
Rhein, "Ekonomide geleceğe umutlu bakabilme konusunda sizden öğreneceklerimiz var. Bankalarla ilgili, mali yönetimle ilgili Avrupalı mevkidaşlarınızı Türkiye'ye gayriresmi bir toplantıya davet etmenizi öneriyorum" dedi.