Borrell, AB Dışişleri Bakanları Toplantısı bitiminde gazetecilerin sorularını yanıtlarken Rusya, Myanmar, Venezuela gibi konuların yanı sıra İran nükleer anlaşması olarak bilinen Ortak Kapsamlı Eylem Planı'nı (JCPOA) da ele aldıklarını söyledi.
ABD'nin 2018'de anlaşmadan ayrıldıktan sonra İran'a yeniden uygulamaya başladığı yaptırımların kalkması için anlaşmanın tam olarak uygulanması gerektiğini hatırlatan Borrell, JCPOA Koordinatörü olarak ABD dahil olmak üzere birçok ülkeyle yoğun diplomatik temas içinde olduğunu söyledi.
"Önümüzdeki günlerde size verecek haberlerimin olmasını ümit ediyorum." diyen Borrell, son günlerdeki gelişmelerin yeniden masaya oturmak için diplomasiye şans tanıdığını dile getirdi.
Borrell, ABD'nin nükleer anlaşmaya dönmesinin çok önemli bir karar olacağını ifade ederek, "Yürüttüğümüz diplomatik çabalar gizli olduğu için detay vermeyeceğim. Ama ben makul derecede iyimserim. İşe yaramazsa ne olacağını göreceğiz." diye konuştu.
"İran konusunda ABD ile çalışmalıyız"
AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'na ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'ın da video konferansla katıldığını hatırlatan Borrell, bunun AB ile ABD'nin yeni yönetimi arasındaki ilk resmi üst düzey temas olduğunu söyledi.
Borrell, ABD ile güçlü bir ortaklık kurmak istediklerini, ayrıca toplantıda Rusya, Ukrayna, Orta Doğu, Afrika ve Çin gibi konuları ele aldıklarını ifade etti.
Borrell, "ABD ile özellikle yakın çevremizdeki mevcut gerilim ve çatışmalara eğilmek için çalışmayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu kritik dönemeçte, İran konusunda birlikte çalışmalıyız. Bu birlikte çalışmanın gelecek günlerde veya haftalarda sonuç vermesini bekliyoruz." diye konuştu.
"Yaptırımlarla Myanmar ordusunu hedef alacağız"
Myanmar'da ordunun şubat başında yaptığı darbeyi ve barışçıl gösterilere yönelik şiddeti kınayan Borrell, "Bunlara karşılık olarak bugün bakanlarla hedefe yönelik bir dizi tedbir kararlaştırdık. Yaptırım uygulanması için siyasi mutabakata vardık." ifadesini kullandı.
Myanmar'a yönelik ticari yaptırımların düşünülüp düşünülmediği sorulan Borrell, Myanmar ile AB arasında Myanmar'ın silah ve mühimmat haricindeki ihracatının AB'ye gümrüksüz erişimini öngören ticaret sisteminin askıya alınması fikrine karşı olduğunu söyledi.
Borrell, böyle bir durumda Myanmar ordusunun değil halkın olumsuz etkileneceğini, çok sayıda kişinin işsiz kalacağını belirterek, "Bunu yapmayacağız. Biz, orduyu ve ordunun ekonomik çıkarlarını hedef alacağız. Bazı ülkelerde ordular savunma dışında işler yapıyor. Ordular, ülke ekonomisinin önemli bir bölümünü yönetebiliyor. Yaptırımlarımızı bunları etkilemek için kullanmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Hong Kong eleştirilerine yanıt
Hong Kong'da yargının bağımsızlığının erozyona uğradığını ve seçim süreci reformundaki kötüye gidişten kaygılı olduklarını dile getiren Borrell, Hong Kong'daki sivil topluma desteklerinin süreceğini, bu konuyu Çin ile kapsamlı ilişkileri göz önünde bulundurarak ele aldıklarını aktardı.
Borrell, Çin ile bir yandan kapsamlı yatırım anlaşması yaparken bir yandan Hong Kong'daki duruma tepki gösterilmesinin yadırganabileceğini kabul ederek, anlaşmayı yaptıkları için Hong Kong'da olanlar ve insan hakları konusunda eleştirildiklerini ancak anlaşmanın AB vatandaşları için olumlu etkisinin olacağını söyledi.
Borrell, "Ayrıca, bu anlaşmayla Çin ilk kez iddialı sürdürülebilir kalkınma taahhütleri, zorla çalıştırma konusundaki maddeleri ve Uluslararası Çalışma Örgütü'nün temel sözleşmelerini onaylamayı kabul etti. Üstelik böyle bir anlaşmayı imzalamamız bizim Hong Kong'da veya Sincan'da olsun temel haklar ve insan hakları konusunda Çin ile ilgili endişelerimizi dile getirmemizi engellemiyor." diye konuştu.