Karagöz, AA İstanbul Ofisi'nde düzenlenen "Sosyal Medyanın Öteki Yüzü: Sorunlar-Çözümler" forumunda yaptığı konuşmada, yeni bir sürecin tam ortasında olduklarını, bazen değişimlerin tam ortasında değişimleri analiz etmenin zorlaştığını söyledi.
Bundan 40 yıl sonra sosyal medyanın gelişimiyle toplumun nasıl değiştiğini, dönüştüğünü daha iyi analiz eden yaklaşımlar çıkabileceğini belirten Karagöz, "Bugün içinde yaşadığımız süreci tespit etmekte, analiz etmekte, sorunlarına çözüm bulmakta zorlandığımız bir dönemden geçiyoruz." dedi.
Karagöz, Türkiye Büyük Millet Meclisi Dijital Mecralar Komisyonuna katkı sağlayacak sektörel katkıyı hep birlikte oluşturmaya çalıştıklarının altını çizdi.
Karagöz, "Genel kanıyı konuşuyoruz, genel kanı neyse onu da yaşıyoruz. Genel kanı sosyal medya mecrasında oluşuyor. Bu mecranın büyüklüğü esasında gözümüzü kapatınca kaçamayacağımız kadar büyük." şeklinde konuştu.
- "Bireyler, toplumlar, devletler teknoloji şirketlerine karşı savunmasız"
Karagöz, bireylerin, toplumların, devletlerin teknoloji şirketlerine karşı savunmasız olduğunu anlattı.
FBI'ın, San Bernardino saldırısı sonrası bir Apple telefon ele geçirdiğini, Apple firmasından telefonun şifresini istediğini hatırlatan Karagöz, "Apple bunu vermiyor ve aralarında hukuki bir mücadele başlıyor. Daha sonra bu telefonun üçüncü bir taraf tarafından şifresinin kırıldığı ve FBI'ın o telefonun içine ulaştığı bilgisi veriliyor. FBI, Apple'la bu davasını kapatıyor. Peki üçüncü taraf mı verdi bunu? Hayır. Arkadan yapılan, arka kapı diplomasileri sonucu FBI'a bu telefon şifreleri verildi. Bunu biliyoruz ama ispat edemiyoruz." dedi.
Avrupa Birliğinin uygulamalarıyla, standartlarıyla çok yakından takip ettikleri bir organizasyon olduğunu belirten Karagöz, genel veri koruma yönetmeliği oluşturduğunu, buralarda Google'a 54 milyon dolar, Amazon'a 888 milyon dolar gibi cezalar verildiğini kaydetti.
Karagöz, bir devlet organizasyonu, devletler organizasyonunun bir araya gelip teknoloji devlerine karşı yaklaşım sergileyebildiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Fransa Dijital Hizmet vergisi getiriyor yüzde 3 oranında. Türkiye ise 2020 yılında X platformu yani Twitter'a diyor ki, 'Bu ülkede faaliyet göstermen için bir temsilci ataman lazım'. Daha sonra Türkiye, Türkiye'de faaliyet gösteren bütün büyük şirketlerin bir temsilci ataması zorunluluğunu getiriyor. Kimisi atıyor, kimisi atamıyor, kimisi çeşitli yöntemlerle bundan kurtulmaya çalışıyor. Türkiye'de en büyük sorun, bu teknoloji şirketlerinin kabul edebileceği ve Türkiye'de gerçekten de problemlere çözüm olabilecek, derli, toplu, herkesi tatmin eden yasal düzenlemelerin tamamının yapılmış olmaması. Bir alanda yaptık, öbür alanda yapmadıysanız bir bütüncül yasal düzenleme sorunumuz var demektir. Şu an Türkiye'de bununla karşı karşıyayız."
BTK'nın yakın zamanda Instagram'a erişim engeli getirdiğini, katalog suçlarda bir adım atmasını istediğini, Instagram'ın ardından bir adım attığını ve yasağın kalktığını aktaran Karagöz, yaşananların diyalog düzeyinde olduğunu, yasal, mevzuatsal ve sistematik olarak bir daha tekrarlanmayacağına dair bir dokümanın olmadığını ifade etti.
- 9,4 milyon kullanıcı sadece deprem sürecinde Teyit Hattı'nı ziyaret etti
Serdar Karagöz, Anadolu Ajansı olarak dezenformasyonun başını alıp gittiği bir ortamda AA Teyit Hattı'nı kurduklarını ifade etti.
9,4 milyon kullanıcının sadece deprem sürecinde Teyit Hattı'nı ziyaret ederek, duyduğu bir bilgiyi kontrol etme ihtiyacı duyduğunu anlatan Karagöz, "Bu önemli bir sayı. Gazze saldırıları kapsamında yaklaşık günde 2,1 milyon kişi gelip Teyit Hattı'na bakıyor, duyduğu bir haber orada var mı diye. Eğer Teyit Hattı'nda da varsa onu doğru kabul ediyor." dedi.
İletişim Başkanlığının Dezenformasyonla Mücadele Merkezini kurduğunu ifade eden Serdar Karagöz, buranın da gün içerisinde dezenformasyonları engellemeye çalıştığını dile getirdi.
Karagöz, "Kamu yöneticilerimiz, sosyal medya şirketlerinin bu platformlarını birincil haber verme kaynağı olarak gördükleri ve bunu bu şekilde kullandıkları sürece, biz sosyal medyada üretilen yanlış dezenformasyon dolu bilgilerle mücadele edemeyiz." dedi.
Bugün çok önemli konuların ilk kez X platformundan yapılan açıklama ile kamuoyuna duyurulduğunu gördüklerini, bu platformların birincil haber kaynağı olarak kullanılmasını uygun bulmadıklarını belirten Karagöz, "Konvansiyonel medyamız, gazetelerimiz ve internetteki bakanlığın kendi resmi web siteleri dururken, şirketlerin mecralarını birincil haber kaynağı olarak kullanmak, bu topluma da ve onu kullanan kurum ve kişilere de hiçbir fayda üretmediği gibi çok büyük tehlikelere sebebiyet veriyor. Önlenemez bir şekilde toplumda şu algı oluşuyor, 'X platformunda gördüm, doğrudur, sosyal medyada gördüm, doğrudur'. Niye? Çünkü orayı ilgili kamu kurumu haber alışverişinde birincil kaynak olarak görüyor."
- "Bu konuda bir duyarlılığın oluşması, kamu yöneticilerinin kendi menfaatlerinedir"
Serdar Karagöz, bunun belki bir düzenlemeyle, belki bu platformları kullanan kamu yöneticilerinin kendi davranış kodlarını değiştirmeleriyle aşılabileceğini vurguladı.
Aksi takdirde bu platformlarla mücadele yapılamayacağını kaydeden Karagöz, "Bu platformları kendi elimizle büyütüyoruz ve daha sonra bu büyüttüğümüz platformlardan oluşan sorunları 'Nasıl çözeriz?' diye ayrıca mesai harcıyoruz. Çok önemli bir açıklamayı kamu yöneticilerimiz X platformu üzerinden yapıyorsa, bunun yol açacağı sorunlarla mücadele etmek için ayrıca da bir enerji harcamamız gerekiyor. O yüzden bu konuda bir duyarlılığın oluşması, kamu yöneticilerinin kendi menfaatlerinedir ve toplumun sosyal medya bilgisiyle ilişkisini de doğru dizayn etmesini sağlar." değerlendirmesinde bulundu.
Bugün Teyit Hattı'ndan, sosyal medya yalanlarını yalanlamaya, sosyal medya şirketlerinde oluşan, oluşturulan bilgileri teyit etmeye çalıştıklarını dile getiren Karagöz, her geçen gün iş yüklerinin arttığını, bu nedenle kamu yöneticilerinin bu konuda daha hassas olmasının ve bu konuda ortak bir noktada buluşmanın zaruret olduğunu kaydetti.
Karagöz, "Anadolu Ajansı olarak bu konuda inisiyatif almamız, bu konunun etik kodlarının oluşması için mücadele içinde olmamız Türkiye'deki medya düzenine de hatta küresel düzeydeki medya düzenine de katkı sağlama amacı içeriyor. Ayrıca bu panelde konuşulanlar ayrıca bir rapor olarak sunulacak." dedi.