8 Mart'ın gerçek yüzü

İnsanlığa dair umutların tükenmemesi için Hatay'da olacaklarını söyleyen Vicdan Konvoyu'nun Ankara durağında bir açıklama yapan Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Genel Başkanı Habibe Öçal, "8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Suriye'de damgalanma korkusu ve utanç nedeniyle kayıtlara geçmeyen binlerce vaka var. Suriye'de kadınlar ve kız çocukları, sadece rejim askerleri tarafından değil, çeteler ve terör örgütleri tarafından da alıkonuluyor, kötü m

KIZ ÇOCUKLARIN ÇIĞLIKLARINA SAĞIR KALDIK

Öçal. vicdan mekanizmasının doğru işlediği bir dünyada yaşıyor olsaydık sivilleri katleden savaşlar yaşanmayacağının altını çizerek, "Katliamların, zulümlerin neden olduğu göçler olmazdı. 'Aylan bebekler' kıyıya vurmazdı. Dünya, Myanmar'da, Somali'de, Filistin'de, Doğu Guta'da, Suriye zindanlarındaki kadınların ve kız çocuklarının çığlıklarına sağır kalmazdı" şeklinde konuştu.

NEŞAT GÜNDOĞDU /ANKARA

Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Genel Başkanı Habibe Öçal'ın da aralarında bulunduğu 55 ülkeden sivil toplum kuruluşu üyesi kadınlar, Suriye'deki hapishanelerde insanlık dışı uygulamalara maruz kalan 6 bin 500 kadın için oluşturdukları "Vicdan Konvoyu" Ankara'da basın açıklaması düzenledi. Ankara Ahmet Hamdi Akseki Cami Avlusunda toplanan aktivistler adına basın açıklamasını, Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Habibe Öçal ve İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK) Genel Başkan Yardımcısı Avukat Gülden Sönmez yaptı.

"Suriyeli kadınlar damgalanma korkusu yaşıyor"

Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Genel Başkanı Habibe Öçal, 2011'den bugüne, yedi yılı geride bırakan Suriye savaşında insanlık dramının yaşanmaya devam edildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: "Savaş süresince bir milyona yakın insan rejim ve müttefikleri tarafından katledildi, milyonlarca kişi zorunlu göç nedeniyle mülteci konumuna düştü. Tüm savaşlarda olduğu gibi, Suriye savaşında da en büyük mağduriyeti kadın ve çocuklar yaşadı. Suriye insan hakları kuruluşlarının verilerine göre, Mart 2011'den 2017 sonuna kadar Suriye rejimi zindanlarında 13.581 kadın tutuklandı ve istismara uğradı. Resmi kayıtlara geçtiği kadarıyla rejimin cezaevlerinde hala tutuklu olan 417 si kız çocuğu en az 6736 kadın maalesef bu vahşeti yaşamaya devam ediyor BM Suriye araştırma komisyonu verileri de resmi cezaevlerine dair bu rakamın çok üstünde bir sayının ve dramın söz konusu olduğunu teyit ediyor. Zira damgalanma korkusu ve utanç nedeniyle kayıtlara geçmeyen binlerce vaka olduğuna inanıyoruz. Suriye'de kadınlar ve kız çocukları, sadece rejim askerleri tarafından değil, çeteler ve terör örgütleri tarafından da alıkonuluyor, kötü muameleye maruz kalıyor."

"Dünya Zulme Gören Kadınlara Sessiz"

"Suriye'de kadınlar, BM ve diğer uluslararası yardım kuruluşları adına kapılarını çalan kişiler tarafından cinsel istismara maruz kalıyor" ifadelerini kullanan Öçal sözlerini şöyle sürdürdü: "Yardım dağıtımındaki bu korkunç talepler nedeniyle kadınlar yardım talep etmeye dahi korkuyor. Bizler, farklı görüşlere, mesleklere, STK'lara mensup lakin ortak paydası vicdan olan 55 ülkenin kadınları olarak, Suriye'deki tutsak kadınların yaşadığı zulmün son bulması için vicdan sahibi herkesin sesi olarak yola çıktık. Konvoyumuz insanlığın ortak paydası ve değeri olan vicdan adını taşıyor. Vicdanı diriltmeye muhtacız, zira onun kaybının bedelini tüm insanlık olarak ağır bir şekilde ödüyoruz. Vicdan mekanizmasının doğru işlediği bir dünyada yaşıyor olsaydık sivilleri katleden savaşlar yaşanmazdı. Katliamların, zulümlerin neden olduğu göçler olmazdı. 'Aylan bebekler' kıyıya vurmazdı. Dünya, Myanmar'da, Somali'de, Filistin'de, Doğu Guta'da, Suriye zindanlarındaki kadınların ve kız çocuklarının çığlıklarına sağır kalmazdı."

"İnsanlığa dair umutlar tükenmesin diye"

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, uluslararası boyutta kadınların maruz kaldığı her türlü ayırımcılığın sona ermesi için birçok eylemin gerçekleştirileceğini belirten Öçal, "Bizler de o gün, Suriyeli kadınların hapis, işkence, infaz, tecavüz gibi savaş suçlarına maruz bırakılmalarına tüm dünyanın dikkatini çekmek istiyoruz. Yanı başımızda bir dram yaşayan Suriyeli kız kardeşlerimize, seslerini duyduğumuzu, canımızın yandığını, dertlerini dert edindiğimizi göstermek için yola çıkıyoruz. Çığlıklarının duyma eşiklerimizin altında kalmadığını göstermek için, insanlığa dair umutları tükenmesin diye, Hatay'da olacağız. Tüm ideolojik bariyerlerin ötesinde, insanlık ailesinin vicdanlı bireylerinin sesimize kulak vermesi, Suriye'de savaş nedeniyle mahpus durumda olan kız çocuklarının, kadınların serbest bırakılması ve savaşlarda kadınların korunmasında etkin tedbirler alınması için çağrıda bulunacağız. Biliyoruz ki, bazı çığlıkları sadece Vicdan sahipleri duyar ve inanıyoruz ki, insanlık yaşadığı buhrandan ancak merhamet ve vicdan ile çıkar."