Toros, dünyada kaynakların yeterince verimli kullanılamayışı ve yapılan israfların, küresel ısınma ile iklim değişikliği gibi küresel ölçekte büyük sorunlara yol açtığını anlattı.
Hava kirliliğinin sağlık, ekonomi ve ekosistemler üzerinde ciddi olumsuz etkileri bulunan önemli bir çevre sorunu olduğunu belirten Toros, "Havaların soğuması ile ısınma amaçlı değişik fosil yakıtların kullanımındaki artışlar ve meteorolojik şartlar bilhassa şehirlerde hava kalitesini düşürebiliyor." diye konuştu.
Toros, bebeklerin daha anne karnındayken bile hava kirliliğinden olumsuz etkilendiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Sanayi, trafik ve ısıtma sonucu havaya salınan kirleticiler astım, KOAH gibi akciğer rahatsızlığını ve kalp damar hastalıklarını artırmaktadır. Bilimsel çalışmalar kirliliğin solunum yolu, akciğer kanseri ve kalp damar hastalıklarını tetikleyerek ölümlere sebebiyet verdiğini gösteriyor. Hava kirliliği yavaş yavaş öldüren, görünmeyen sinsi bir katildir. Hava kirliliği dünya genelinde her yıl 7 milyon insanın erken yaşta ölmesine sebebiyet vermektedir. Sağlık giderlerinin azaltılması ve hayat konforunun artırılması için havamızın kalitesini düşürmemek zorundayız."
"Her türlü israfa son verilmeli ve hava kalitesi için kaynaklar verimli kullanılmalı"
Toros, insanların özen göstermesi durumunda hava kirliliğinin azalacağını, bunun da herkesin sorumluluğunda olduğunu anlattı.
Prof. Dr. Toros, kaynakların verimli kullanılması ve tüketim şeklinin gözden geçirilmesi gerektiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Öncelikle her türlü israfa son vermeli ve hava kalitesi için kaynakları verimli kullanmalıyız. Hava için temiz enerjileri tercih etmeliyiz. Sanayide temiz teknolojileri kullanmalıyız. Verimli yakma konusunda eğitimler verilmelidir. Tam yanma hem enerji verimliliğini arttır hem de hava kirliliğini azaltır. Kalorifer peteklerinde sıcaklık ayarlı vanalar ve büyük binalarda ısı pay ölçer kullanmalıyız. İnsanların ev ve iş yerlerinin mümkün mertebe birbirine yakın olması da hava kirliliğiyle mücadelede önemli. Hava kirliliğini azaltmak için güvenli yürüyüş ve bisiklete binme için alanlar oluşturmalı, yeşil alanları çoğaltmalı, hidroelektrik, rüzgar, güneş ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmalıyız. Şehirlerin yeni yapılanmalarında meteorolojik şartları da gözeterek yeni yerleşim yerlerini teşvik etmeliyiz."