7 Filistinli çocuk, annelerine kavuşmak için gün sayıyor

​İsrail güçlerince 2015 yılında tutuklandığında en küçüğü 8 aylık olan 7 evladını geride bırakan Filistinli Nesrin Ebu Kemil'in çocukları, 6 yıldır hiç görmedikleri annelerine kavuşacakları günü sabırsızlıkla bekliyor.

Hayfa kenti doğumlu Filistinli anne Ebu Kemil, Gazze'ye gelin olarak geldikten sonra burada yaşamaya başladı.

Ebu Kemil, 18 Ekim 2015'te Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Hanun (Erez) Sınır Kapısı'ndan geçerken işgalci İsrail tarafından gözaltına alındı.

Filistinli kadına, ailesini ziyaret ettiği 2014 yılında "casusluk" amacıyla Hayfa Limanı'nın fotoğraflarını çekmek dahil birtakım asılsız suçlamalar yönelten İsrail makamları, Ebu Kemil'i 6 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Çocuklar eve takvim astı

Ebu Kemil'in Firas (19), Faris (18), Emira (17), Melek (15), Dalya (13), Nadin (9), Ahmed (7) adlı 7 çocuğu, şimdilerde, 6 yıldır görmedikleri annelerine kavuşmak için gün sayıyor.

Annelerinin özgürlüğe kavuşmasına aylar kala 1'den 100'e kadar rakamların sıralandığı bir zaman çizelgesi hazırlatan ve evlerinin duvarına asan çocuklar, her geçen günün ardından takvimden bir rakam daha siliyor.

Kız çocuklardan en büyüğü 17 yaşındaki Emira, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin, annelerini 6 yıldır ziyaret etmelerine izin vermediğini ve onu bu sürede hiç göremediklerini söyledi.

Annelerine kavuşacakları günü sabırsızlıkla beklediklerini ve tahliye edileceği tarihe 100 gün kala bir zaman çizelgesi hazırlattıklarını ifade eden Emira, "Hazırladığımız takvimde 100'den geriye doğru giderek her gün bir rakam daha siliyoruz. Anneme kavuşmamıza yaklaşık 80 gün kaldı. 1 rakamını anneme ayırdık. Özgürlüğüne kavuştuğu gün kendi elleriyle o silecek ve imzasını atacak." dedi.

8 aylıkken annesiz kalan kardeşimin suçu neydi?

Annesi tutuklandıktan sonra çok sıkıntılı zamanlar yaşadıklarını ve 11 yaşındayken omzuna büyük sorumluluklar yüklendiğini anlatan Emira, yaşadığı zor günleri şu sözlerle dile getirdi:

"Asla üstesinden geleceğimi tahmin edemeyeceğim bir sorumluluğu üstlendim. Çok sıkıntılar çektim. En küçük kardeşim en ihtiyaç duyduğu zamanda 8 aylıkken annesiz kaldı. Şimdi 7 yaşında ve annemi sadece resimlerden tanıyor. Belki de ilk karşılaştığında onu tanımayacak bile. Anne şefkatinden mahrum kalan bu küçücük kardeşimin suçu neydi?

Ben, babam ve ağabeylerim, kardeşlerimizin bakımını üstlendik. Kardeşlerimi büyük bir emanet olarak gördüm ve onlara hem abla hem anne oldum. Okul, ev işleri, kardeşlerimin yetiştirilmesi gibi ciddi sorumluluklarım var. Bayramlarımız hep buruk geçti. Annemin cezaevinde çektiği maddi manevi sıkıntılar acımızı daha da artırdı."

Emira, İsrail makamlarının annelerini ziyarete izin vermediğini, sadece zaman zaman telefonla konuşabildiklerini ifade ederek, "Annemle ilk buluşma anını, ona sarılmayı heyecanla bekliyorum. Bunu her düşündüğümde kalbim hızla çarpıyor. Annemsiz geçirdiğim yıllardan dolayı içimdeki üzüntünün yanı sıra ona kavuşacağım için özlemle karışık bir mutluluk var." diyerek duygularını dile getirdi.