Doğu Guta'da zorunlu tahliyeler kapsamında rejim ve destekçilerinin kuşatmasındaki son nokta olan Duma ilçesinden ayrılmak isteyen bazı sivilleri taşıyan 24 otobüslük konvoy, muhaliflerin kontrolündeki Fırat Kalkanı bölgesindeki Bab ilçesine ulaştı.
22 Mart tarihinde Doğu Guta'da başlayan zorunlu tahliyeler kapsamında sivilleri taşıyan 15. konvoyda, 414'ü çocuk ve 289'u kadın olmak üzere 1174 kişi yer aldı.
Tahliye edilen siviller, Bab ilçesine bağlı Kıbbasin beldesinde kurulan geçici barınma merkezlerine yerleştiriliyor.
Böylece zorunlu tahliyeler kapsamında yaklaşık 50 bin kişi Doğu Guta'dan çıktı.
Tahliyeye giden süreç
Esed ve destekçileri, Rusya'nın hava desteğini alarak muhaliflerin kontrolündeki Doğu Guta'yı ele geçirmek için 19 Şubat'ta harekete geçmişti. Bu tarihten itibaren rejim ve Rus savaş uçakları yaklaşık 400 bin sivilin yaşadığı bölgeye havadan ve karadan düzenlediği saldırıları yoğunlaştırmıştı. Saldırılar sonucu çok sayıda sivil yaşamını yitirirken, evleri yıkılan ve sürekli saldırılara maruz kalan binlerce sivil, sığınak ve bodrum katlarına saklanmıştı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 24 Şubat'ta aldığı ancak başlama süresi belirtilmeyen ateşkes kararına rağmen rejim ve destekçilerinin yoğun saldırısı altında kalan Doğu Guta'da sivil ölümleri devam etmiş, uluslararası toplumun girişimleri sonuç vermemişti.
Ayrıca Rusya, BMGK kararının ardından 27 Şubat'ta ateşkesin her gün yerel saatle 09.00-14.00 (TSİ 10.00-15.00) arasında geçerli olacak şekilde başladığını ilan edip rejimin buna uyacağını ileri sürmüştü.
Ancak rejim güçleri, BMGK ve Rusya'nın ateşkes kararlarına rağmen saldırılarına ara vermemiş, 3 Mart'tan itibaren bölgeye kara operasyonu başlatmış ve sivil yerleşimleri bombalamayı sürdürmüştü.
Rejim ve destekçileri, 11-12 Mart'ta Doğu Guta'nın doğusundan batısına doğru ilerleyerek Haresta ilçesini de kuşatmış ve Doğu Guta bölgesini 3 parçaya bölmüştü.
Muhaliflerin kontrolündeki Doğu Guta'da 400 bin kişi 5 yıldır abluka altında yaşıyordu. Esed rejiminin Rusya'nın desteğiyle son aylarda yoğun saldırılarla bölgenin yarıdan fazlasını ele geçirmesiyle on binlerce kişi, rejim kontrolündeki alanlara göç etmek zorunda kaldı.