Fırat İpek
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Haydar Yenigün online toplantıda otomotiv gazetecileriyle biraraya geldi. Otomotiv sektöründeki ilk altı aylık üretim, ihracat ile satış rakamlarını değerlendiren ve gazetecilerine sorularını yanıtlayan Haydar Yenigün, “Şu anda hemen hemen her yerden şu geri bildirimler geliyor bana ve diğer şirketlerimizin yöneticilerine. Otomobil şaha kalktı, insanlar sırada, müthiş bir durum bu, çok iyi durumdayız gibi. Her zaman çok şükür diyoruz. Ancak sanayici olarak ayağımızı sağlam yere basıyoruz. Ne kadar iyi veya ne durumdayız şu anda diye bunu dikkatli okumak lazım” dedi.
Otomotiv sanayimizin ithalatla birlikte Türkiye’de oluşturduğu pazarın 2015-2017 yıllarındaki 1 milyonluk seviyesini dikkate almamız gerektiğini söyleyen Yenigün, “Türkiye 2015-2016 ve 2017 yılında müthiş bir şey becerdi ve 1 milyonluk bir otomotiv ekonomisine ulaştı. Ve tabi ki bütün şirketlerimiz, üreticilerimiz, sanayicilerimiz, tedarikçilerimiz, satıcılarımız, servis istasyonlarımız hepsi kendilerini buna göre organize etti. Şimdi bu kapasite Ocak-Haziran mukayesesinde yüzde 40 eksik. Yani otomotivciler 100 tane üretmek üzere kurduğumuz düzenden 60 tane çıkarıyoruz şu an” diye konuştu.
BÜTÜN ÇABAMIZ YATIRIM GELMESİ İÇİN
“Sanayiciler olarak iç pazarla ilgileniyoruz belki soruyorsunuzdur neden bu kadar çok ilgileniyorsunuz diye çünkü iç pazarın biz sanayiciler için de çok büyük önemi var” diyen Yenigün, “Dışarıdan gelecek yatırıma ihtiyacımız var; sıcak, taze para, yabancı paranın Türkiye’ye girmesi ekonominin refahı ve cari açığı kapatmak için. Bütün çabamız yurt dışından buraya daha fazla yatırım gelmesi” ifadesini kullandı.
Türkiye yatırım iki yolla gelebileceğini belirten Yenigün şunları söyledi: “Birincisi var olan markalar olarak daha ilave yatırımlar yapabiliriz veya yeni markaların Türkiye’ye gelmesi sağlanabilir. Fakat her ikisinin de olabilmesi için iç pazarın yüksek olmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Örneğin Türkiye’nin 1000 kişi başına 208 araç sahipliği ile Avrupa sıralamasında 25. sırada olduğunu görüyoruz. İster Almanya’ya, Birleşik Krallığa bakın, ister Kuzey ülkelere, İtalya’ya popülasyonun yüksek olduğu yerlere bakın, isterseniz de bu listeye girmeyen Balkan ve Doğu Avrupa ülkelerine bakın rakamlar 400 ila 600-700 arasında değişiyor. Amerika’ya gittiğiniz zaman bu rakamlar 800’ü buluyor. Dolayısıyla Türkiye’de çok ciddi bir potansiyel var. Sadece ve sadece bu rakamı Doğu Avrupa ülkelerinin seviyesine getirsek bu rakam 400 olur. Türkiye pazarı da 1 milyon diye kabul edersek teorik olarak 2 milyona gitmesi mümkün. Bu kadar cazip bir pazara sahibiz ve bu da yurtdışından Türkiye’ye gelecek olan yatırım için çok önemli.”
ARAÇ SATIŞI TÜRKİYE’YE YAYILMALI
“Türkiye’nin en kısa sürede 1 milyon adete çıkması lazım ama bu yetmez. Bizim 1,5 milyonu, hemen ardından 2 milyonu hedeflememiz lazım. Çünkü, potansiyelimiz var. Cazibe merkezi haline gelerek, dışardan beklediğimiz sıcak ve kalıcı dövizin Türkiye’ye gelmesini sağlayabiliriz” açıklamasının ardından bu konuyla alakalı planlamalarını sorduğumuz OSD Başkanı Yenigün, “Bu çalışma daha sürüyor. Şu anda ham bilgi ile cevaplamam çok doğu olmaz. Ancak şunu söyleyebilirim; Bunun oluşabilmesi içim olumlu nedenler var, olumsuz nedenler var. Olumlu neden Türkiye’deki araç sahipliğinin az olması. Bu müthiş bir fırsat ve dışardan yatırımcı da bence bunu net bir şekilde görüyor. Ama diğer tarafta Türkiye’deki alım gücü. Dolayısıyla az önce bahsettiğim, 200’ün, 300’e, 400’e çıkmasının altında yatan bir kalem de kişi başına düşen milli gelirin artması gerekliliği. Aynı zamanda da sadece İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerimizin bunu kaldıramayacak olması nedeniyle yayılımın artması gerektiğidir. Dolayısıyla hedef müşterinin şehirlerde yaşayanlar değil, Türkiye geneline yayılan bir portföye hizmet etmesi gerek. Hem sosyolojik durumu çok iyi okumak lazım hem de ekonomik durumu. Bir de dünyadaki trendleri, çok iyi takip etme lazım. O yüzden o çalışma oldukça detaylı ve gerçekçi bir çalışma olacak” açıklamasında bulundu.
BAKANLARIMIZLA SÜREKLİ İRTİBATTAYIZ
Geçtiğimiz yıl bir fuar açılışında Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kaçır’ın, ‘Türkiye’deki araç üretimi 3 milyona çıkacak’ beyanını nasıl değerlendirdiğini de sorduğumuz Yenigün şöyle cevap verdi: “Bakanlarımızla ben de çok sık görüşüyorum, OSD ekibi de. Gerek kapasiteler gerek regülasyonlar, gerek yeni uygulamalar, teknolojik gelişmeler ile alakalı çok sıcak temastayız. Dolayısıyla Ankara’nın planlarımızdan, öngörülerimizden sürekli bilgisi oluyor. Üretimin 3 milyona çıkması ne demek? Şu anda 2 milyonluk kapasitemiz var, esasında bu kapasitede yüzde 50 artış demek. Ben de bir milyonluk endüstrinin iki milyona çıkmasının mümkün olduğunu söylüyorum, bunlar birbirinden çok ayrı şeyler değil.”
TÜRKİYE YABANCI YATIRIMCININ ADRESİ OLACAK
Volkswagen yatırımının ertelenmesiyle ilgili de konuşan Yenigün, “Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında. Bunu unutmamamız lazım. Eğer dünyada bir likidite varsa, bu likidite Amerika’ya, Almanya’ya gitmeyecek. Tabii ki belli bir miktarı oralara da gidecek ama yatırımcı bu likiditeyi alıp, parasını çok daha fazla değerlendirebileceği yere gidecek. Türkiye o ülkeler içinde. Dolayısıyla dünyadaki likiditenin artması ile Türkiye’nin dışarıdan gelecek olan yabancı paranın ve yatırımın daha fazla çekilebileceği bir ülke olduğuna inanıyorum. Bu geçmişte de böyle olmuştur. O yüzden sadece Volkswagen’e takılmayın. Birçok konuda yeni yatırımın önümüzdeki 5 yıl içinde büyük olasılıkla geleceğini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.