Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı köy ve mezralardan güvenlik gerekçesiyle göç eden aileler, bölgede operasyonların durmasıyla yıllar sonra ilk kez evlerini gördü. Türk Silahlı Kuvvetlerinin, terör örgütüne karşı yürüttüğü mücadele kapsamında, 1980'li yıllardan itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki çok sayıda yerleşim birimi, güvenlik gerekçesiyle boşaltıldı.
Doğup büyüdükleri topraklardan yaklaşık 30 yıldır ayrı düşen çok sayıda aile de çatışma bölgelerinin ortasında kalan köylerine dönemedikleri için yaşamlarını farklı yerlerde devam ettirmeye başladı. Çözüm süreci kapsamında olumlu gelişmelerin yaşandığı bölgede, terör örgütü üyelerinin yurt dışına çekilmesi beklenirken, bir yıl öncesine kadar şiddetli çatışmaların yaşandığı bölgelerdeki yasaklar da tek tek kaldırıldı. Operasyonlar nedeniyle vatandaşların gitmesine izin verilmeyen bölgelerde, yasağın kalkmasıyla 30 yıl aradan sonra köylerine ilk kez adım atan aileler, hüzün ve mutluluğu bir arada yaşadı. Adı çatışmalarla anılan Yüksekova ilçesine 55 kilometre uzaklıktaki Dağlıca bölgesinde bulunan köyüne, yıllar sonra gitmenin heyecanını yaşayan 66 yaşındaki Hatice Işık da yıllarca kullanılmadığı için adeta harabeye dönen ve birçoğunun yalnızca duvarları ayakta kalan evleri gördüğünde duygusal anlar yaşadı. Gözyaşlarına hakim olamayan Işık, Kürtçe yaptığı açıklamada, bölgede barış ve huzur ortamının sağlanacak olmasının memnuniyet verici olduğunu belirterek, "Yaklaşık 30 yıldır ilk defa köyümüzü gördük. Bu duygu gerçekten tarif edilemez. Köyümü çok özlemiştim. Süreç iyi giderse ve şartlar sağlanırsa evime dönmek istiyorum" dedi. Köyünü ve harabeye dönmüş olsa dahi doğduğu evi yeniden görmenin mutluluğunu yaşadığını anlatan Kerem Vural ise çözüm süreci ile bölgeye barış ve huzur geldiğini ifade etti.
Vural, yasaklı olduğu için uzun yıllardır köylerine gelemediklerini bildirerek, şöyle konuştu:
"Barış süreciyle yıllar önce boşalttığımız köylerimize artık gelebiliyoruz. Ailelerimizle köyümüzü ziyaret ettiğimiz için çok mutluyuz. Bunca yıldan sonra köyümüzü görmek elbette bizi duygulandırdı. Bu topraklar artık huzur istiyor. Keşke bu dağların ve taşların dili olsa da bize neler yaşandığını anlatsa. İnşallah bu süreç böyle devam eder. Biz Hakkari halkı olarak bu süreci destekliyoruz. Bu dağlardan artık cenazelerin gelmesini istemiyoruz. Çünkü bu topraklar yeterince kana doydu."