Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, 3. boğaz köprüsü inşaat çalışmaları hazırlıklarını yerinde görmek ve çalışmalar hakkında bilgi almak amacıyla Sarıyer Garipçe'deki 3. köprü inşaatını gezdi.
İnceleme sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yıldırım, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın genelde temel atma törenlerine katılmadığını dile getirerek, "Bu proje İstanbul için, Türkiye için, hatta dünya için büyük bir proje olduğundan temel atma törenine Başbakanımız da katılacak, sayın Cumhurbaşkanımız ve TBMM Başkanımız da katılacak" hatırlatmasını yaptı.
Köprünün hizmete girme tarihine ilişkin bir soru üzerine, Başbakan Erdoğan'ın yüklenici firmaya "daha erken bitir" çağrısında bulunabileceğine işaret eden Yıldırım, "Biz tarihi sözleşme şartlarına göre 3 yıl olarak belirledik. Yani işin başladığı tarihten itibaren 3 yıl. Ancak yarın temel atmada yükleniciye bir sürpriz yapılabilir. Öne çekme anlamında bir sürpriz olabilir" ifadelerini kullandı.
Diğer köprülerin bakımı
Boğaziçi köprüsünün bakım tarihleriyle ilgili bir soru üzerine Yıldırım, "Büyük bakıma yani askı kablolarının değiştirilmesi, ana taşıyıcıların elden geçirilmesine yönelik hazırlık çalışmalarımız büyük oranda tamamlandı. Arkadaşlarımız tüm hazırlıklarını yaptılar, ihalesini de yapacağız bu yıl içerisinde. Ancak işin fiilen başlaması Marmaray'ın devreye girmesinden sonra olacak.
HGS sayısı OGS sayısını geçti
Kartlı Geçiş Sistemi (KGS) kullanımında bir aracın turnikeden geçişi için minimum 21 saniye gerektiğini anımsatan Yıldırım, bunun trafik akışını ciddi anlamda sekteye uğrattığını anımsatarak, Hızlı Geçiş Sistemi (HGS) kullanıcı sayısının Otomatik Geçiş Sistemi (OGS) kullanıcısını aştığına dikkati çekti. Yıldırım, "4 milyon HGS abonesi var, 3 milyon OGS abonesi var. Demek ki sistem oturdu" ifadesini kullandı.
Ağaç kesimi polemikleri
Ağaç kesimleriyle ilgili tartışmalara atıfta bulunulan bir soru üzerine Yıldırım, sadece yol için kullanılacak arazi miktarının 5 bin dönüm olduğunu anlatarak "5 bin dönümün 4 bin dönümünü proje bittikten sonra tekrar ağaçlandıracağız. Yani yolun yanları tekrar yeşillendirilecek, otoyol bandında bu yapıldıktan sonra kalan kısım 17 bin dönümdür. Buradaki ağaçlar kesilmiyor. Kesilen ağaçların çok daha fazlası ya taşınacak ya da yerine dikim yapılacak. Zaten projenin bu kadar çok viyadükle yapılmasının sebebi de bu. Normal şartlarda bu kadar viyadük olmadan, yararak yolu yapabilirdik. Doğal yapıyı bozmamak için zor ve pahalı bir yöntem seçtik" diye konuştu.
Köprünün ismi konusunda ipucu vermekten kaçınan Yıldırım, "Biz köprünün yapımıyla ilgileniyoruz. Siz yapın, isim koyan çıkar. İsimsiz kalmaz, merak etmeyin. Günü gelince en uygun şekilde en uygun ismi mutlaka bu köprüye veririz" dedi.
Geçiş ücretleri
Geçiş ücretleri konusunda çeşitli tavan ücretleri belirledikleri bilgisini veren Yıldırım, şunları kaydetti:
"Dingil sayısına göre değişiyor. Otomobil eş değeri olarak yolda kilometre başına doların onda birinden az bir miktar, köprü geçiş ücreti de 3 dolar karşılığı Türk parası olacak. Bunlar tavan ücretlerdir.
(İşletmeci) Trafik durumuna göre bu ücretleri aşamaz, ancak bu ücretlerin altında bir fiyat uygulamasına da bir mani yok. İşletmecinin kendi kararıu2026 Trafiği artırıp sürümden kazanmak için tarifeyi belirlenen sınırların altında tutabilir."
İstanbul köprülerde 3 milyar lira kaybediyor
Köprü trafiğinin İstanbul'u ekonomik yönden etkilediğine işaret eden Yıldırım, "İstanbullu çevre, yakıt ve iş gücü kaybından yıllık 3 milyar liralık fatura ödüyor. Fakat köprüler 3 milyardan daha ucuz. Köprü ve yolların toplamı 6 milyar lira. Demek oluyor ki bu maliyet, 2 yıllık bir süre içerisinde bu köprü ve ona bağlı olan 90 km'lik ana yol ve onun üzerine yapılacak 25 km bağlantı yollarıyla birlikte İstanbul'da karşıdan karşıya geçişlerde oluşacak maliyetin 2 katı" diye konuştu.
3. köprü projesinin geç kalınmış bir proje olduğunu ve 90'lı yılların ilk yarısında yapılması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, o dönemde siyasi istikrarın olmamasından ve ülkenin zayıf koalisyonlar tarafından yönetilmesinden dolayı mega projelerin hayata geçirilemediğini ifade etti.
Geçmiş yıllarda yapılamayan projelerin kaybını son 10 yılda ortaya koyulan çalışmalarla telafi etmeye çalıştıklarını belirten Yıldırım, Ulaştırma Bakanlığı olarak son 10 yılda ulaşım, demir yolu, hava yolu, kara yolu ve denizciliğe yapılan tüm yatırımların en az 2 katı kadar yap-işlet-devret modeliyle büyük projeler gerçekleştirildiklerini ifade etti.