ANKARA
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanıklar, savunmalarını yapmaya devam ediyor.
Görev süresince aldığı takdir belgelerinin, BÇG ile alakalı olmadığını savunan Alpaydın, bu belgelerin iddianamede suç delili olarak gösterilmesini anlayamadığını söyledi.
BÇG'nin kurulduğu Nisan 1997'de Ankara dışında görevli olduğunu ifade eden Alpaydın, iddianamede yer alan BÇG'de çalışan personel listesinde de isim yada rumuzunun bulunmadığını öne sürdü.
28 Şubat sürecinde, Genelkurmay Karargahında binbaşı rütbesiyle çalışan biri olduğunu belirten Alpaydın, şunları savundu:
"BÇG'de görev almadım, BÇG'nin hiçbir toplantısına katılmadım, hiçbir evrakıyla uğraşmadım. Ayrıca, BÇG ile ilgili hiçbir evrakta ismim geçmemektedir. 1995-1998 yılları arasında Genelkurmay Karargahında İç Güvenlik Harekat Dairesinde çalışmama rağmen, 28 Şubat sürecinde silahlı kuvvetler akademi eğitimindeydim. Eğer BÇG içinde yer alsaydım bunu söylerdim. Görev hayatım boyunca dürüst ve adil oldum, ne hükümete, ne devlete, ne de vatanıma karşı yanlış yapmadım. Beraatıma karar verilmesini istiyorum."
"Kim tarafından hazırlandığını söylemedi"
Savunmasını tamamlamasının ardından, Alpaydın'ın sorgusuna geçildi.
Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in, "Savcılık sorgusunda, İdris Koralp, '10 Nisan 1997 tarihli BÇG'nin kurulmasıyla ilgili belgeyi, Ruşen Bozkurt, Ünal Akbulut veya Alpaydın hazırladı' diyor. 'BÇG belgelerinin hazırlandığı dönemde sizin, kendisinin emrinde çalıştığınızı' söylüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, Alpaydın, "Ben plan subayı olarak atandım. BÇG'de çalışmadım. '4 plan subayından biri hazırlamış olabilir' demiş. Kim tarafından hazırlandığını söylemedi" yanıtını verdi.
Alpaydın'ın avukatı Levent Koçer de müvekkilinin BÇG'de yer almadığını savunarak, iddinamede, sanıkların lehine hiçbir delilin bulunmadığını söyledi. Koçer, müvekkilinin beraatını talep etti.
Duruşmaya, ara verildi.
Adliye önünde basın açıklaması
Duruşma arasında, davayı takip eden Anadolu Platformu üyeleri, Ankara Adliyesi önünde toplandı.
Grup adına basın açıklamasını okuyan Platform Başkanı Turgay Aldemir, 28 Şubat döneminde, temel hak ve özgürlüklerin hiçe sayıldığını, binlerce kamu görevlisinin, üniversite öğrencisinin, yüzlerce subay ve astsubayın mağdur edildiğini savundu.
"28 Şubat darbesi kısa sürse de etkilerinin hala devam ettiğini" ifade eden Aldemir, "28 Şubat Davası soruşturmaları gün geçtikçe daha fazla gündemden uzaklaşıyor. Ülkemizi büyük bir cezaevine çeviren, ülkeyi sömüren, ülkeyi milyarlarca lira zarara uğratan bu darbecilerin yaptıklarının hesabı sorulmasa da bizler bu zulmün faillerini hiçbir zaman affetmeyeceğiz" dedi.
"28 Şubat dava sürecinin geçiştirilmesi, içinin boşaltılması büyük bir sorumsuzluk örneğidir" diyen Aldemir, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere, tüm kurum ve kuruluşları davaya karşı daha duyarlı olmaya davet etti.