Süleyman BAŞ
Etiyopya, Filipinler, Hindistan ve Nepal gibi ülkelerden göçen ve çoğunluğu kadınlardan oluşan yoksul insanlar, iş bulabilmek için farklı ülkelere iltica ediyor ancak burada onları kendi ülkelerinden çok daha zor şartlar bekliyor. Ülkelerinden ayrılan mülteciler Lübnan ve benzeri ülkelerde köle sistemi ile çalıştırıyorlar.
Ölmeyecek kadar maaş
21. yüzyılda insan ticareti adı altında kölelik sistemini sürdürmeyi amaçlayan bazı gruplar, daha rahat hareket edebileceği otoritesi zayıf uygun ülkeler arıyor. Bu ülkelerden biri de Lübnan. İş bulmak için Lübnan’a göç eden mülteciler burada sadece alacakları maaşı değil aynı zamanda ülkede bulunma ve seyahat etme özgürlüklerini de kontrol altında tutan kişiler tarafından çok ağır şartlar altında yaşıyorlar. İnsan hakları izleme örgütleri tarafından hazırlanan raporlar, göçmenlerin ‘Kafala’ adı verilen sistem ile nasıl suiistimal edildiğini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Raporlara göre göçmenler günde birkaç saat uyku ile aylarca çalıştırılarak, ancak ölmeyeceği kadar maaş alarak hayatını sürdürüyor. İşçilerin çoğu günde 16-17 saat çalıştırılıp 2-3 dolar alabiliyor.
İşkence, hapis, cinayet…
İşçiler çok küçük hatalardan dolayı düzenli olarak işverenleri ve ülkeye getirilmesini sağlayan komisyoncuları tarafından dövülüyor, saldırıya uğruyor, odalarında hapsediliyor ve evlerini terk etmeleri yasaklanıyor. Daha aşırı durumlarda işkence ve cinayetle sonuçlanan sömürü de raporlarda kendine yer buluyor. Lübnan'da yetkililer her hafta en az iki göçmenin "doğal olmayan nedenlerden" öldüğünü tahmin ediyorlar. Herhangi bir makama itiraz etme şansı ve kaçma umudu bulunmayan göçmenlerin bu "doğal olmayan nedenlerden" ölümlerinin bir kısmı ise intiharlardan oluşuyor.
Facebook grubu umutları oldu
Dipendra Uprety ve karısı Priya Subedi kendileri gibi olan göçmen işçileri bu cehennemvari ortamdan kurtarmak için This is Lebanon adlı bir Facebook grubu açtı. Resmi olmayan bir sosyal yardım grubu olarak başlayan ve kısa süre içinde binlerce başvuru ile büyümeye başlayan grup, Lübnan'da göçmen işçileri sömüren ve köle gibi kullanan bir dizi ‘yüksek profilli’ aileyi işçilerini serbest bırakmaya zorladı. Grubun en büyük silahı ise, “isim ver ve utandır” taktiği. Buna göre bu tarz ailelerin yanında istismara zorlanan insanlar, işverenlerinin isimlerini vermesi durumunda, istismarcılar toplum içinde zor duruma düşecek ve bu yöntem başkaları için de caydırıcı olacak.
Kafala sistemi nedir?
Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Bahreyn, Ürdün gibi ülkelerde de uygulanan “Kafala” sistemine göre, her yabancı çalışanın bir işveren ya da şirkete bağlı olması gerekiyor. ‘Sponsorluk ve kefillik sistemi’ adı altında, işçiler işverenin izni olmadan ülkeden ayrılamıyor, tek bir işverene bağlı oluyor ve işlerini değiştiremiyor ya da bırakamıyorlar. Bir modern kölelik hali olan bu sistemde göçmen işçiler, çalışabilmek için bu ülke vatandaşı olan bir kefil bulması gerekiyor. Patronlar, göçmen emekçilerin “İkamet vizesi”ni iptal edebiliyorlar. Göçmenleri ülkede kaçak ya da sınır dışı edilmeyle karşı karşıya kalmaya zorlayan bu durumda da genellikle işçi sınır dışı edilemeden önce cezaevinde hapse atılıyor.