Galata Kulesi'nde rezervasyon memuresi olarak görev yapan Yasemin Çakmakçı, 18 yıldan bu yana her gün kuleden İstanbul manzarasını seyrediyor.
Fotoğraflarda ihtişamlı duruşuyla kendini gösteren, İstanbul'un simgelerinden Galata Kulesi, kentin en eski kulelerinden biri. Gündüz ayrı akşam ayrı güzellikte bir İstanbul manzarası sunan Galata Kulesi'nden İstanbul'un tarihi mekanları ve semtleri başta olmak üzeri birçok yerini görmek mümkün.
İstanbul'un önemli simgelerinden biri olan ve içinde bir restoranla kafenin de bulunduğu kule, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Beltur tarafından işletiliyor. Yaklaşık 50 personelin görev yaptığı kulenin en eski çalışanlarından biri de Yasemin Çakmakçı.
Halkla İlişkiler ve Tanıtım mezunu olan ve dil eğitimi için gittiği İngiltere'de 1 yıl kaldıktan sonra İstanbul'a dönen Çakmakçı, bir arkadaşı aracılığıyla Galata Kulesi'nde işe başladı. İlk olarak kasiyerlik yapan Çakmakçı, daha sonra rezervasyon memuresi oldu ve 18 yıldır aynı görevini sürdürüyor.
Siyah kaplı ajandası ve telsiz telefonunu elinden düşürmeyen Çakmakçı, her gün Galata Kulesi'nde yemek yemek isteyen yüzlerce insanla konuşuyor.
"Kendimi çok şanslı hissediyorum"Bir İstanbul aşığı olan Yasemin Çakmakçı, Galata Kulesi'ne ve İstanbul'a duyduğu sevgiyi Anadolu Ajansı muhabirine anlattı.
Galata Kulesi'nde çalışmanın çok güzel bir duygu olduğunu söyleyen, işini ve çalıştığı yeri çok sevdiğini belirten Çakmakçı, "Burada çalıştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Sevdiğiniz işte çalışmak zaten çok önemli hayatta." dedi.
Bir günlük mesaisi hakkında bilgi veren Çakmakçı, şunları kaydetti:
"Sabah 8.00-8.30 gibi işe geliyorum. İlk başta o günkü rezervasyon listesini hazırlıyorum. Sonra restoran bölümüne çıkıyorum. Restoranda kahvaltı rezervasyon listesini hazırlıyorum. Arkadaşlara yardım ediyorum. 12.00'ye kadar zamanım restoranda geçiyor. Kahvaltı işlemlerini bitirdikten sonra ofise geçiyorum. Ofiste yine mail yoluyla bizim merkezimizden gelen rezervasyonlarla ilgileniyorum. Teyitler alıyorum. Boş olan yerler varsa tekrar onların yerine rezervasyon alıyorum akşam için. Akşam 17.00'ye kadar telefonlara bakarak geçiyor vaktim ve gün bitiyor."
Çakmakçı, çalışırken sık sık İstanbul manzarasına bakmayı da ihmal etmediğini dile getirdi.
"Favorim Boğaz tarafı""Her gün İstanbul'u izliyorum." diyen Çakmakçı, şöyle devam etti:
"İllaki çıktığınız zaman bakmadan olmaz, gözünüz oraya kayar, bakarsınız yani. En beğendiğim nokta Boğaz diyeceğim, klasik olacak. Bu nedenle en beğendiğim nokta neresi bir şey diyemeyeceğim. Şöyle bir örnek verebilirim: Bir gün yemek için bir misafirim gelecek, ben de onlara katılacağım. Rezervasyon defteri elimde, kendimi ödüllendireceğim hangi camın kenarını yazayım diye bütün cam kenarlarına tek tek oturdum, hangisine oturalım diye. Seçemedim. Dedim ki arkadaşlar akşam nereyi gösterirse oraya oturacağız. Yine de favorim Boğaz tarafı. Genelde oraya bakan masaya oturuyorum. Her gün oraya bakıyorum."
Emekli olur ya da işinden ayrılırsa çok üzüleceğini dile getiren Çakmakçı, Galata Kulesi'nde zaman zaman karşılaştığı ilginç anları şöyle anlattı:
"Buraya gelip evlilik teklifi yapan misafirlerimiz var. Hatta şimdi halihazırda rezervasyonlar var o şekilde. Restoranda yemek sonrası evlilik teklifi ederler. Dışarıda pankart açanlar var. Çünkü (kulede) izin vermiyoruz öyle şeylere. Balkonda teklif ederken birileri aşağıda pankart açıyor. Çok fazla oluyor. Bir yabancı misafirimiz vardı. Geçen sene geldi, restoranda yemek yedi. Giderken de bize fotoğraflarını gösterdi. Yaklaşık 30-40 sene önce buraya gelmiş, burada evlilik teklifi yapmış. O zaman çektiği resimleri gösterdi, tekrar buraya gelip yemek yedi."