Türkiye, uzun menzilli hava savunma sistemi ihtiyacının karşılanmasına ilişkin olarak üç aşamalı bir strateji belirledi. 14 yıllık bir planlamayı içeren stratejinin ilk aşamasında, 2 yıl süre içinde hazır alımla kısa vadede konvansiyonel hava tehditlerine karşı güvenliğin tesisi amaçlanıyor ve ülkemiz halen bu aşamada bulunuyor. Hazır alımın tamamlanmasının ardından 2021’den sonraki 4 yıllık süreçte ise ortaklıklar yoluyla Türkiye’nin kendi uzun menzilli sistemini üretmesi ve balistik füzelerin uydu bağlantısıyla uzaydayken yok edilmesi planlanıyor. Bu yeteneğe kavuşmayı hızlandırmak için ‘SAMP-T’ sisteminin üreticisi Fransız-İtalyan konsorsiyumu Eurosam firmasıyla görüşmeler devam ediyor. Elde edilen yeteneklerin milli savunma sistemi ‘Hisar’a aktarılması hedefleniyor. Balistik füzelere karşı yüksek irtifa korumasını uydu bağlantısıyla sağlayacak sistemler için SAMP-T ortak geliştirme projesi çok önemli görülüyor. Fransız-İtalyan şirketiyle işbirliğinin yolunda gitmesi halinde hem SAMP-T hem de bu sistemin kullandığı ASTER füzelerinin ortak üretimi planlanıyor.
14 YILLIK RÜYAYA DOĞRU
2011 yılında başlatılmış yerli ve milli hava savunma projesi olan ‘Hisar’, toplamda 14 yıllık bir çalışmanın sonunda uzayda imha kabiliyeti kazanacak. Alçak, orta ve uzun menzilde Hisar-A, Hisar-O ve Hisar-U isimleri altında devam eden proje tamamlandığında Türkiye toprakları, balistik füzeler ve uçar hedeflere karşı sağlam bir kalkana kavuşacak. Atmosfer üstü uzun menzilli savunma çalışmaları Siper Projesi başlığı altında toplandı. Hedef, 2025 yılında bu kabiliyete ulaşmak. 14 yıllık sürecin sonunda, hava savunma sistem çalışmalarına milli uydu ve fırlatma sistemlerinin de eklenmesiyle birlikte büyük oranda yerli imkanlarla üretilmiş savunma kalkanının faaliyete geçirilmesi planlanıyor. Halen test çalışmaları süren 15 km menzilli Hisar-A 2021’de, 25 km menzilli Hisar-O ise 2022’de TSK envanterine girecek. Bu noktadan sonra savunma sanayii şirketlerinin yegane gündemi, atmosfer üstü tehditleri etkisiz hale getirecek yüzlerce kilometre menzilli Hisar-U/Siper olacak.
HEM S-400 HEM PATRIOT MU?
Planlamaların hazır alım yoluyla tedarik öngören ilk 2 yıllık kısmı için Rusya’dan S-400 alımını tercih eden Türkiye, haziran sonu ya da önümüzdeki ay ilk S-400 bataryasının gelmesiyle birlikte bu konuda önemli aşama kaydetmiş olacak. İkinci sistem tedariki konusunda da hem S-400 için Rusya ile hem de Patriot teklifi kapsamında Amerika ile görüşmeler sürüyor. Türkiye, her iki muhatabından da ortak üretim ve geliştirme, teknoloji transferi konularında isterlerine yanıt verilmesini talep ediyor. İkinci sistemin de alınmasıyla birlikte uzun menzilli hava savunma planlamalarında ilk aşama tamamlanmış olacak ve Türkiye ortak üretim projelerine ağırlıklı olarak eğilecek.
TÜRKİYE’NİN ACİL İHTİYACI
Acil ihtiyaç kapsamında Rusya’dan alınacak S-400 sistemleri, Türkiye’nin düşman uçaklarına ve diğer konvansiyonel hava tehditlerine karşı kısa vadede hava savunmasını güçlendirecek. NATO ağına entegre edilemediği için uydu bağlantısına sahip olmayacak S-400’ler, yine de kendi radar etki menzilinde 600 km’ye varan bir alanı otonom şekilde tarayabiliyor. Bu faktör, İzmir’e konulduğunda Ege’den Atina’ya uzanan bir hattı, Antalya-Hatay çizgisine konulduğunda Doğu Akdeniz’i kapsayan genişlikte alanın hava hakimiyeti anlamına geliyor. S-400’ler, Türkiye’nin hava savunmasında önemli bir ihtiyacı karşılamış olacak.
NATO’da yasak yok
ABD her ne kadar Türkiye’yi S-400 sistem alımı konusunda NATO üyeliği üzerinden tehdit etse de NATO’nun bu konuda herhangi bir kıstası ve kısıtlaması bulunmuyor. Kaynaklar, birçok silah sistemine yönelik standartlar ve kıstaslar koyan NATO’nun, ülkelere sadece uzun menzilli hava savunma sistem ihtiyaçları konusunda herhangi bir kısıtlama getirmediğini, bunun da NATO mevzuatlarında açıkça kayıtlı olduğunu belirtiyorlar. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in S-400 konusunda “Türkiye’nin kendi tercihidir” şeklindeki açıklamaları da bu mevzuatlarla tutarlı olarak görülüyor.
yenisafak