TÜRK edebiyatının en önemli kaynaklarından birisi olarak kabul edilen Dede Korkut Hikâyeleri’nin yeni bir nüshası bulundu! Almanya ve Vatikan’da tutulan nüshalardan farklı olarak, bu kopyada şimdiye kadar bildiklerimize ek başka bir destan daha bulunuyor. Huzurlarınızda Salur Kazan’ın Ejderhayı Öldürmesi!
Prof. Ekici paylaştı
25 Nisan’da başlayan Dünya Kültür Mirası Dede Korkut Uluslararası Sempozyumu’nda haberi verilen kayıp destan, Prof. Dr. Metin Ekici tarafından paylaşıldı. Bu zamana kadar bildiklerimiz bizlere Dede Korkut Destanları’nın 12 tane olduğunu söylüyordu. Kopyalardan birisi Vatikan, diğeri ise Almanya’nın Dresden şehrinde tutuluyor. Yapılan bu keşifle el yazmalarının sayısı 3’e çıktı. Diğer hikayeler neydi? Dede Korkut anlatılarından bu zamana kadar bildiklerimiz şöyleydi: Dirse Han Oğlu Boğaç Han, Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanması, Kam Püre Bey Oğlu Bamsı Beyrek, Kazan Bey Oğlu Uruz’un Tutsak Olması, Duha Koca Oğlu Deli Dumrul, Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı, Kazılık Koca Oğlu Yigenek, Basat’ın Tepegözü Öldürmesi, Begil Oğlu Emre, Uşun Koca Oğlu Segrek, Dış Oğuz İsyanı ve Beyrek’in Ölümü.
Dede Korkut ağır basar
Ord. Prof. Dr. M. Fuad Köprülü’nün zamanında, “Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u da öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar,” dediği eserle ilgili günümüzde hâlâ yeni gelişmelerin yaşanıyor olması harika bir olay. Dede Korkut'un kayıp destanı "Salur Kazan’ın Ejderhayı Öldürmesi"ni de içeren 3. nüshanın keşfi sonrası gözler bu yeni metni nasıl okuyacağımız sorusuna çevrilmişti. Yeni destan Ötüken Neşriyat tarafından oldukça özenli bir baskıyla geliyor! Sarı Saltuk’un gizemi
SARI Saltuk, Diyanet İşleri Ansiklopedisi’ne göre, “Anadolu ve Balkanlar’ın Türkleşip müslümanlaşmasındaki etkisi sebebiyle adı etrafında menkıbeler oluşmuş bir alperen” dir… Sarı Saltuk, derviştir, evliyadır, şeyhtir, gezgindir, kahramandır…
Bir çok yerde türbesi bulunan biridir… Elime, Hoca Ahmet Yesevi Vakfı’nın kurucusu Erdoğan Aslıyüce beyefendinin “Sarı Saltürk et-Türki” isimli kitabı geçince büyük bir merakla okudum. Aslında kitabı bana, Hoca Ahmet Yesevi Vakfı’nın verdiği bir iftar programında Erdoğan Bey’in kendisi takdim etti.
Sözlük gerekli miydi?
460 sayfalık kitap Sarı-Saltuk hakkında son derece detaylı bilgileri içeriyor… Ancak, Erdoğan Bey’in hoşgörüsüne sığınarak kitapla ilgili bir iki çekincemi de yazmadan edemeyeceğim. Sözlüğe gerek var mıydı? Kitabın ilk 60 sayfası Türk ve İslamî Terimler sözlüğüne ayrılmış. Sarı Saltuk’tan bahseden böyle bir kitapta böyle bir sözlüğe yer vermenin gereğini çözemedim doğrusu… Fakat şunu da belirtmeden geçmeyeceğim, sözlükte son derece faydalı maddeler mevcut.
Çok fazla detay var?
Sarı Saltuk’la ilgili bu kitapta haddinden fazla detaya yer vermiş Erdoğan Bey… Bir anlamda Selçuklu tarihini de öğrenmiş oluyoruz. Sarı Saltuk’un gerçek kimliğine vakıf olabilmek için yazılan bu kitap beni okurken yordu doğrusu… Eğer sabırlı bir okuyucu kimliğine bürünebilirseniz, “Avrupa’ya İslâmı Yayan Sarı Saltuk et-Türki” kitabını okumanızı tavsiye ederim. Yesevi Yayıncılık’tan çıkan bu kitabı Hoca Ahmet Yesevi Vakfı’ndan temin edebilirsiniz.
***
Kitab-ı Aşk
İSKENDER Pala’nın ALFA Yayınlarından çıkan “Kitab-ı Aşk” isimli romanı, sevginin ve aşkın analizini yapmış adeta.. 141 sayfalık kitapta İskender Bey, okuyucusuna “Aşk’a giden yolları” tasavvufi bir yaklaşımla anlatıyor. “Bütün aşk hikayelerin en unutulmaz ve heyecan verici sahnesi, sevenin sevgiliye ilk baktığı andır şüphesiz” diyor İskender Pala… Kitabında farklı öykü ve denemelerle aşk’ın farklı türevlerini okurken, dünyevi ve uhrevi aşk arasındaki farkı da fark edeceksiniz. ***
Halime Kaptan
RIFAT Ilgaz’ın Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan “Halime Kaptan” isimli romanı, Karadenizli bir hanımın, gemi kaptanlığı yapmasını anlatıyor. Cideli Temel Reis’in gelini Halime kaptan, bölgedeki eli silah tutan tüm erkeklerin cepheye yollandığı dönemde, evinin ihtiyaçlarını karşılamak için sefere çıkan Temel Reis’in bir gün vefatıyla zorda kalır. Oğluyla birlikte geçim derdine düşen Halime Gelin, erkek kılığına girerek kaptanlığa terfi eder ve Karadeniz’in hırçın sularında, korsanlarla mücadele ederken bile korkmaz. Zira İnebolu’ya cephane taşımaktadır ve bu hiç de kolay bir iş değildir.
***
Muhteşem Hayat
GAZETECİ Yazar Hüseyin Gökçe’nin Han Yayınları ve Zinde Yayıncılıktan çıkan “Muhteşem Hayat” Bediüzzaman Said-i Nursi’nin hayatını ve insanî yönlerini anlatıyor. Her ne kadar son yıllarda Bediüzzaman’ın fikirlerini istismar edenler çıktıysa da, o kendine münhasır bir İslâm âlimiydi. Ömrünün çoğunu zindanlarda geçiren Bediüzzaman’ın hayatıyla ilgili yazılmış en doğru eserlerden biri bu kitap… Bediüzzaman’ın en yakınında bulunanların hatıralarıyla süslenen bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. *** İntikam
CİNAYET romanları sevenlere Kerem Kaş’ın AZ Yayınlarından çıkan “İNTİKAM” isimli romanını tavsiye ediyorum. Tuzla’daki eski bir fabrikada buluşan 3 adam, aslında bir cinayetin içinde yer alan kişilerdir. Öyle bir katil ki, listelediği 12 kişiyi öldüreceğini Cinayet Masası’na bir yazı ile bildirmiştir. Katil, her cinayetinden sonra, bir sonraki kurbanının da kim olacağını bildiren şifreli mesajlar bırakmaktadır. Katil, acaba Tuzla’daki boya fabrikasında buluşan 3 kişiden biri midir? Yoksa onlar, ölüm listesinde yer alan kişiler midir?
***
Asla Vazgeçmedim
ALİŞAN Kapaklıkaya, Eskişehir doğumlu, öğretmen kökenli bir yazar. Aile içi iletişim ve eğitim pedagojisi alanında çalışmalarıyla biliniyor. Yediveren Yayınlarından çıkan son kitabı “Asla Vazgeçmedim”, bir çocuğun gönlünde kopan fırtınaların, sorulara dönüştüğü hayal dünyasını anlatıyor. Öğretmenine “Yağmur yerden havaya doğru yağsa gökyüzünde çiçek açar mı?” diye soran ve “Geri zekâlı! Otur yerine!” diye azarlanan bir çocuk. Donarak ölmek üzere olan bir çocuğun hayata tutunması ve asla vazgeçmemesinin hikayesini anlatıyor Alişan hoca…