Sadece mahkemece görülmesi mümkün olan devlet sırrı niteliğindeki 125 milyon sayfa belgenin izinsiz bir şekilde kopyalandığı ortaya çıktı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın takipsizlik kararında "Genelkurmay'ın 'devlet sırrı' diye nitelediği 1.5 terabaytlık belge içeren hard disklerin imajlarının kimler tarafından alındığıyla ilgili tutanakların bulunamadığı" belirtildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast girişimi iddiası ile başlatılan "kozmik oda" soruşturmasında verdiği takipsizlik kararında çarpıcı ayrıntılar yer aldı.
TUTANAK YOK
Takipsizlik kararında Genelkurmay Seferberlik Bölge Başkanlığı'ndaki kozmik odada yapılan aramada el konulan ve Genelkurmay'ın "devlet sırrı niteliğinde" olduğunu belirttiği 1.5 terabaytlık belgeleri içeren hard DİSKlerin "bilirkişilere teslimi sırasında imajlarının alınması ve bu imaj alma işleminin kimler tarafından yapıldığı ile ilgili tutanak bulunmadığı" belirtildi.
125 MİLYON SAYFA
Takipsizlik kararında ayrıca 125 milyon word sayfasına denk gelen bir içeriğe sahip kozmik belgelerin bazı başlıklarına da yer verildi.
Buna göre Seferberlik Bölge Başkanlığı'ndan alınan belgeler "Vali ve Belediye Başkanları, siyah personel, yeşil personel, turuncu personel, beyaz personel, yardımcı kuvvet olarak gösterilen çizelge, koruculardan faydalanma, halk, oy tabanındaki hareketlilik, partiler sistemi, tarikatlar, azınlıklar, yeni kurulması gereken gerilla birlikleri, grup ve bireysel gayri nizami harple ilgili yönergeler, rektörler" gibi başlıklarla tasniflendi.
İHBAR SAHTEYMİŞ!
Kozmik belgeleri içeren hard disklerin Genelkurmay Başkanlığı'na iade edildiği belirtilen takipsizlik kararında, soruşturmayı başlatan telefon ihbarının da sahte olduğu, ihbar tutanağında belirtilen saatte herhangi bir telefon görüşmesi yapılmadığı, tutanağı tutan polis hakkında da soruşturma açıldığı kaydedildi.
POLİSLERE SAHTE İHBAR SORUŞTURMASI
Soruşturmanın, 19 Aralık 2009'da tarihinde saat 14.50 sıralarında Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne yapılan bir telefon ihbarı üzerine başlatıldığı hatırlatılan kararda şunlar kaydedildi: "Bu telefon ihbarının gerçek dışı olduğu, aslında böyle bir telefon ihbarının yapılmadığı, cumhuriyet savcısının soruşturma açması için başlangıç şüphesini oluşturacak emarelerin dahi başlangıçta bulunmadığı, olay günü nöbetçi amir olarak görev yapan 282893 sicil nolu Komiser Yardımcısı M.Y. tarafından olay tarihi ve saatinde herhangi bir telefon ihbarı gelmediği halde, sanki telefon ihbarı gelmiş gibi soruşturmanın başlatılmasına neden olacak şekilde, 652 sayılı ihbar tutanağının gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği kanaatine varılmış; M.Y. ve onunla irtibatlı diğer görevliler hakkında gerekli soruşturmanın yürütülmesi için evrak tefrik edilmiştir."
ARINÇ'I TAKİP YOK!
Savcılık kararında, subayların Albay Baki K.'yı takip ettikleri iddiasının sorulduğu Genelkurmay Adli Müşavirliği'nden gönderilen yazıda, Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı ve Seferberlik Bölge Başkanlıkları'nın 28 Haziran 2013'te lağvedildiği, araştırma neticesinde yazılı olarak böyle bir görevlendirmeye dair belgeye rastlanılmadığı kaydedildi.
Albay Baki K.'nın ifadesine de yer verilen kararda, "Bülent Arınç'ın takip edilmesi değil de şahsımın takip edildiğini düşünüyorum. Kimseden şikayetçi değilim. Bir ihbar nedeni ile bu tarz takip işlemi yapılmış olabilir. Ancak beni neden takip ettiler bunun ortaya çıkartılmasını istiyorum" dedi.
Kararda, Seferberlik Bölge Başkanlığı personeline verilen Albay Baki K.'yı takip emrinin askeri mevzuata aykırı olduğu, ancak şüphelilerin söz konusu adreste bulunma nedenlerinin, Bülent Arınç'ı takip etmek ya da saldırı gerçekleştirmek olmadığı belirtildi. (Milliyet)