Temurci, 12. Kalkınma Planı'nın TBMM Genel Kurulundaki görüşmelerinde yaptığı konuşmada, İsrail'in Filistin'e karşı saldırılarına tepki göstererek, "Yaşasın özgür ve bağımsız Filistin" dedi.
Kalkınma Planı'nda önemli ve güzel hedefler olduğunu belirten Temurci, önceki planlardan çok daha başarılı bir kalkınma dönemi olmasını ümit ettiğini dile getirdi. Temurci, "Bu planla birlikte yeni kızıl elmamız 2053. Yani 2023 hedeflerini 30 yıl sonraya taşımış olduk. Ben de diyorum ki, 'Geç olsun da güç olmasın.' İnşallah 2053'te şu anda bize adeta bir cennet vadeden 12. Kalkınma Planımızın hedeflerini gerçekleştirmiş olalım. Yanlışlarımızdan, yapamadıklarımızdan ders çıkaralım ve 2053 vizyonunu artık ıskalamayalım." diye konuştu.
Temurci, krizler, pandemi, deprem gibi olguların Türkiye'yi etkilediğini ancak başka ülkelerin de bunlardan etkilendiğini söyleyerek, Türkiye'nin diğer ülkelerden negatif ayrıştığını iddia etti.
Birileri Türkiye'nin önüne geçerken "Biz her şeyi iyi yaptık" şeklinde bir değerlendirmeyi asla kabul etmeyeceklerini belirten Temurci, 2010 hedeflerinin altında 2028 hedefi koyulduğunu ileri sürdü. Temurci, "Ortaya koyulan performans 15 sene önceyi bize sorgulatıyorsa bu millet, sanayici, turizmci kalkınma planlarına inanmaz. Onun için bu kalkınma planlarını içselleştirmek ve performansını her daim kontrol etmek zorundayız." dedi.
- "Olağanüstü büyük servet transferi gerçekleşiyor"Selim Temurci, ülkede gelir dağılımı adaletsizliği yaşandığını, milletin ekonomik büyümeyi hissetmediğini savunarak, "Türkiye'de olağanüstü büyük bir servet transferi gerçekleşiyor. Bunu o parti, bu parti demeden analiz etmemiz lazım." diye konuştu.
Dış ticaret açığının önümüzdeki 5 yılda 110 milyar doların altına inmeyeceğini ileri süren Temurci, "Dış ticarette hiçbir iyileşme olmayacakken Türkiye'de üretim ve yatırım olacağına nasıl inanalım? Kalkınma için üretim ve yatırım ekonomisine geri dönmemiz lazım. Bedeli ne olursa olsun bu yapısal değişimi yapmamız lazım. Bunun da birinci şartı üretim iklimini tesis etmektir." değerlendirmesinde bulundu.
Planda, "ehliyet ve liyakat" konusunda adeta bir günah çıkarma olduğunu savunan Temurci, planda liyakat esaslı güçlü kurumsal yapılar yaklaşımı bulunduğunu ve bunu da yürekten alkışladıklarını söyledi.
Selim Temurci, Türkiye'nin barınma ve sağlıklı güvenilir gıdaya ulaşma konusunda iki önemli sorunu bulunduğunu öne sürerek, açlıkla mücadelenin pandemi sonrası devletlerin en önemli görevi olduğunu ifade etti.
Planda, tarımın Gayri Safi Milli Hasıla içindeki payının düşürüldüğünü söyleyen Temurci, "Anadolu boşalıyor. Vatandaş toprağından, mirasından kopup geliyor. Onun için derhal kur korumalı tarımı getirmemiz gerekiyor. Tarım ayağa kalkmadan, devleti idare edenler milletin karnını doyurmadan o ülkede huzur ve mutluluk olmaz. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanlarımızın gidip oralarda para kazanabilmeleri gerekiyor. Onun için SGK ile ilgili olarak özel bir düzenleme yapmak lazım." dedi.
Temurci, kalkınmanın reçetesinin adaleti esas alan demokratik yönetimden geçtiğini dile getirdi.
Anayasa Mahkemesinin, Türkiye İşçi Partisinden (TİP) milletvekili seçilen Gezi Parkı davası sanığı Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararına da değinen Temurci, "Ben Can Atalay'ı tanımam, bilmem. Ama bir şeyi çok iyi biliyorum. Kendime yapılmasını istemediğim bir şey başkasına yapılamamalı." diye konuştu.