2003 yılında Pakistan'da CIA tarafından yakalanan ve 2008 yılında ABD’de mahkemeye çıkarılan Afiyet Sıddıki yıllardır işkence görüyor. Yakalandığı sırada göğsünden yaralanan ve tam anlamıyla tedavi edilmeyen kadın, New York’ta mahkemeye ilk çıktığında böbreklerinden biri ve bağırsaklarından bir kısmı alınmış, ayakta zorlukla duruyordu. Afiyet Sıddıki’nin kardeşi Fevziye Sıddıki mektubunda 17 yıldır kardeşini hiç görmediğini, 3 yıldır sesini bile duymadığını belirtti. Fevziye Sıddıki “Şu an hayatta mı onu bile bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
Çocuklarından biri halen kayıp
Sıddıki 3 Mart 2003 tarihinde, biri 6 aylık diğerleri 3,5 ve 6 yaşında olan üç çocuğu ile birlikte Karaçi'de (Pakistan'da bir şehir) bir caddede ortadan kaçırıldı ve gizli bir hapishaneye konuldu. Sıddıki daha sonra kötü şöhreti nedeni ile ismi çıkmış olan Bagram cezaevine, erkeklerin bulunduğu koğuşa atıldı. Genç kadına gardiyanlar işkenceler yaptı ve mahkûmlar tarafından tecavüze uğradı. Alıkonulduğunda 6 aylık olan çocuğunun akıbeti ise halen bilinmiyor.
Foto altı: Afiyet Sıddıki’nin kız kardeşi Fevziye Sıddıki
Kanıt olmadan 86 yıl hapis
Mahkûm Sıddıki’nin kardeşi nörolojist ve epilepsi uzmanı Fevziye Sıddıki, “Onunla iletişim kurma imkânımız olmadığı için orada olanları hayal bile edemiyoruz. Afganistan'da ABD askerleri tarafından vuruldu ve bir M4 tüfeğini kaparak gardiyanı vurmaya çalışmak ile suçlandı. FBI incelemeler yapmasına rağmen M4 tüfeğinin ateşlendiğine dair bir delil bulamadı. Kendi seçtiğimiz avukatla savunmasının yapılmasına izin verilmedi. Aleyhinde hiçbir kanıt olmamasına 23 Eylül 2010 tarihinde Manhattan'daki ABD Bölge Mahkemesi'nde görülen davada 86 yıl hapis cezasına çarptırıldı” diye yazdı.
“Ya Kuran’a bas ya da…”
Afiyet Sıddıki'nin dosyasını yakından takip eden Pakistanlı Senatör Talha Mahmud Amerikan askerlerinin Sıddıki'ye işkence yaptıklarını aktararak askerlerin kadına "ya Kur'an-ı Kerim'e basıp tuvalete gidersin ya da seni çırıl çıplak soyarız" dediğini aktardı. Afganistan’da Taliban tarafından rehin alınıp daha sonra Müslüman olan gazeteci Yvonne Ridley ise ABD askerlerinin hakkında yalan beyanlarda bulunduğunu belirterek, “Eğer Sıddıki hakkında anlatılan saçmalıklara inanacağımızı sanıyorlarsa gerçekten gidip hayal dünyasında yaşasınlar” ifadelerini kullandı.
Sürekli odasında rahatsız edildiğini, gardiyanlar tarafından şiddete maruz kaldığından, tehdit ve taciz edildiğinden bahsetti. Sürekli alaya alındığından ve baş örtüsünün çıkarıldığından bahsetti. Eşyalarının sıksık kaybolduğundan, çalındığından bahsetti. Kendisine ilaç verildiğinden, bu ilaçlardan dolayı tutarsız ve hissiz hallerde olduğunu belirtti.
“Beni yavaş yavaş zehirliyorlar”
Aafia Sıddıki hakkında Ayşe Faruki’nin kaleme aldığı Başkonsolosluk raporu ise genç kadına yapılan zulmü tüm detayları ile ortaya koyuyor. Raporda Sıddıki sürekli odasında rahatsız edildiğinden, gardiyanlar tarafından şiddete maruz kaldığından bahsetti. Durmaksızın alaya alınan ve başörtüsünün çıkarıldığından bahseden Sıddıki “Eşyalarım sık sık çalınıyor. Bana ilaç verildiğinden, bu ilaçlardan dolayı tutarsız ve hissiz hallerdeyim. Müslümanlara karşı önyargılı gardiyanlar sürekli olarak taciz ve tehditlerde bulunuyorlar. Yemeklerimin ve içeceklerimin içine fosfat ve fosforik asit konuluyor, yavaş yavaş beni zehirliyorlar” ifadelerini kullandı.
Afiyet Sıddıki kimdir?
1972 yılında Karaçi’de doğan Doktor Afiyet Sıddıki, tıp eğitimini Amerika’da gördü. MIT’de (Massachussetts Institute of Technology) tıp okuyan, nöroloji alanında eğitim gören ve beyin cerrahı olarak mezun olan Sıddıki ülkesine geri döndükten sonra başörtüsü takmaya başladı. Sıddıki 2003 yılında İslamabad’dan Karaçi’ye annesini ziyarete gitmek üzere üç çocuğu ile beraber hava alanına gittiği tarihte esrarengiz bir şekilde kayboldu ve sonraki beş yıl boyunca kendisinden ve çocuklarından haber alınamadı. Sıddıki’nin 2008 yılında bir hapishanede alıkonulduğu ortaya çıktı ve daha sonra Pakistan tarafından ABD’ye verildi.