1000 yılın sesi Türkçe Bayramı geliyor

Yunus Emre Enstitüsü 2010 yılından bu yana sürdürdüğü yabancı öğrencilere Türkçeyi öğretme ve Türkiye'yi kültürel faaliyetlerle tanıtma programlarını bu senede hız kesmeden sürdürüyor.

Ebubekir Aşkın

ebuaskin@hotmail.com

Üniversite ve yüksek lisans öğrencisi olan yabancı öğrenciler Yunus Emre Enstitüsü'nün fırsatlarıyla hem Türkçe öğreniyor hem de Türk kültür ve medeniyetini yakından tanıma şansı buluyor.Türk dilini öğrenmeye oldukça istekli olan öğrenciler, bizim bile henüz alışamadığımız kelimelerle çoktan haşır neşir olmuş durumda. Gezi sırasında 'selfie çekinelim' diyenlere sık sık, "selfie değil, özçekim" gibi uyarılarda bulunan öğrenciler, Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olan "inşallah" gibi kelimelere de alışmış durumda.Yunus Emre Enstitüsü Kültür Merkezleri Koordinatörü Doç. Dr. Mustafa Balcı, açıklamada, yurtdışında Türkçe öğretmek ve Türkiye'yi kültürel faaliyetlerle tanıtmak amacıyla 2009 yılında kurulan enstitünün, Tokyo'dan Fas'a, Londra'dan Varşova'ya, toplam 34 ülkedeki 42 merkezde kültürel diplomasi yürüttüğünü belirtti.Yurtdışındaki kültür merkezlerinde açılan kurslara, Türkçe öğrenmek isteyen herkesin katılabildiğini dile getiren Doç Dr Mustafa Balcı, Üniversitelerin Türk Dili Edebiyatı veya Uluslarası İlişkiler bölümlerinde seçmeli veya zorunlu olarak Türkçe öğrenenler var. Böylece yılda beş bin yeni kişi Türkçe ile tanışıyor" dedi.

Türkçe öğrenmek isteyenlerin sayısı 25 bini geçti

Mustafa Balcı, bugüne kadar Türkçe öğrenmek isteyenlerin sayısının 25 bini geçtiğine dikkati çekerek, "Kurs ve okullarda Türkçe öğrenenlerin hem Türkiye'ye olan ilgilerini daha canlı ve derin tutmak, hem de başarıyı ödüllendirmek için yaz okulunu uygulamaya koyan Yunus Emre Enstitüsü, bu yıl projenin altıncısını gerçekleştiriyor" ifadelerini kullandı. Enstitünün bu yıl 500 katılımcıya ulaştığını kaydeden Balcı, akademik eğitim alan grubun İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde ağırlandığını söyledi. Balcı, öğrencilerin akademik derslere katıldığını ve ileri düzey Türkçe dersi gördüğünü belirterek, "Öğrenciler, sinema gibi kültürel derslere katıldılar. İstanbul'un kültürel ve tarihi mekanlarını gezdiler. Yaz okulu adeta kuramsal ve uygulamalı şekilde gerçekleşti. Eski Türk Edebiyatı dersi gören öğrenci, Divan Edebiyatı Müzesi'ni de görebildi" diye konuştu.

11 ilde öğrenciler ağırlanıyor

11 şehirde yabancı öğrencilerin ağırlandığını söyleyen Balcı, şöyle devam etti:"Gönüllü Türkçe öğrenen gruplar Bursa, Sakarya, Kocaeli, Zonguldak, Nevşehir,Gaziantep, Aydın, Denizli ve Eskişehir'de ağırlandı. Aralarında serbest mesleklerden insanlar, ev hanımları ve öğrenciler var. Mesela Türk dizisi izleyen bir hanım, 'ben bu dili öğreneceğim, diziyi kendi dilinden izleyip anlayacağım' diyerek bizim kurslarımıza katılıyor. Ticaret için dilimizi öğrenenler var. Ülkemizde yüksek lisans ve doktora yapmak için öğrenmek isteyenler var. Eşi Türk olduğu için Türkçe öğrenmek isteyenler var."

Türkiye Kütüphanelerini 100'e tamamlamayı düşünüyoruz

Mustafa Balcı, yurtdışında sergi, konser, panel ve konferansların düzenlendiğinin altını çizerek, "Kültürel mirasımızın ihyası için örneğin Balkanlar'da gümüş işçiliği, ahşap oymacılığı, telkari gibi bir takım sanatlarımızın Türkiye'deki ustalarını oraya götürerek hem insanların para kazanacakları bir meslek sahibi olmalarını sağlıyor, hem de oralarda unutulmuş meslekleri, kültürümüzün birer elçisi kabul edip öğretiyoruz. 65 Türkiye Kütüphanesi kurduk. 100'e tamamlamayı düşünüyoruz" diye konuştu.

"Türk dizilerinde ölürken neden kelime-i şehadet getirmiyorlar?"

Yaz Okulu kapsamında öğrencilere "Türk Sineması" dersi veren sinema yazarı Suat Köçer, Türk dizilerini öğrencilerle konuşma fırsatı bulduğunu ve "Türk dizilerinde ölürken neden kelime-i şehadet getirmiyorlar?" gibi çarpıcı sorularla karşılaştığını ifade etti. Köçer, öğrencilerin Türk sinema ve televizyonlarına ilgili olduğuna işaret ederek, "Bu insanlar yurtdışında bizim dizilerimizi izliyorlar ve kendi insiyatiflerindeki bazı mesailerini "Muhteşem Yüzyıl" ve "Karadayı" gibi Türk dizilerine göre ayarlıyor ve bunun kendi ülkelerinde çok yaygın olduğunu söylüyorlar" dedi. Enstitünün Türk dizileriyle ilgili hassasiyet taşımasının enstitüye çok yakıştığını ifade eden Köçer, "Kendileriyle bağ kurmuş insanlara, bu diziler ve filmler üzerinden ülkelerini ve ülkelerinde yaşanan bazı şeyleri manipüle etmeden, olduğu gibi ve doğrudan aktarma şansını buldular" ifadelerini kullandı. Ünlü oyuncu Hülya Koçyiğit ve yönetmen Osman Sınav gibi ünlü isimlerin öğrencilerle buluştuğunu kaydeden Köçer, şunları söyledi: "Dersime katılan öğrencilerle 'bu dizilerde gerçek bir toplum mu anlatılıyor?' konusunu konuştum mesela. En azından bu iletişimi kuracak bir imkan sağladı enstitü. Gençlere, bu dizilerin gerçek hayatlarımız olmadığını, bir takım popülist kaygılarla manipüle edilerek, beyaz cama ve perdeye yansıtıldığını anlattım. Notlar aldılar ve ders bitiminde kafalarına takılan şeyleri sordular."

1000 Yılın Sesi Türkçe Bayramı

Bu yıl 40'a yakın ülkeden, yaklaşık 150 kişinin katıldığı Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Yaz Okulu etkinlikleri 22 Ağustos'ta İstanbul'da yapılacak olan "1000 Yılın Sesi Türkçe Bayramı"kapanış gösterisiyle sona erecek.