1 Mart tezkeresini atlatan Türkiye bu krizi de aşar

Türkiye S-400’den vazgeçse bile ABD’nin Patriot vermeyeceğini belirten Doç. Dr. Mehmet Özkan, “2003''teki 1 Mart tezkeresi krizini Türkiye çok güzel yönetti ve yapısal bir krize dönüşmeden atlattı. Bu krizi de atlatabilir. Türkiye’nin şimdiden S-400 sonrası politikalarına yoğunlaşması lazım” dedi.

ÖZLEM DOĞAN

ABD’nin bütün tehditlerine rağmen Türkiye S-400'ler konusunda geri adım atmıyor. Türkiye’nin güvenliği için gerekli olan savunma sistemini kendi çıkarları doğrultusunda engellemeye çalışan ABD’nin saldırgan tavrı iki ülke arasındaki tansiyonu yükseltti. Yaşanan son gelişmeleri Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Özkan Milat’a değerlendirdi.

ABD, Türkiye’yi tercih yapmaya zorluyor

Batı ve ABD’nin, S-400 alımını Türkiye’nin ikinci dünya savaşı sonrasında yaptığı NATO tercihi gibi çok ciddi bir tercih olarak yorumladığını ifade eden Doç. Dr. Özkan, ABD’nin, Türkiye’yi Batı ve Rusya arasında tercih yapmaya zorladığını aktardı. Türkiye’nin ise bu krizi Batı’dan kopmadan yürüttüğünü dile getiren Özkan, “Türkiye için S-400'lerin alımı bir güvenlik meselesi iken; ABD bu krizi siyasi olarak görüyor” dedi.

Batı’daki Anti-Erdoğancılar da devrede

Bütün çabanın güvenlik-siyaset ekseninde oluşan iki farklı yaklaşımdan ortak bir çıkış yolu bulmak olduğunu vurgulayan Özkan, Amerika’nın ise çözümden yana olmadığını kaydetti. Özkan, “ABD'deki güvenlik bürokrasisinin bu yaklaşımına bir de Trump'ın ekonomi merkezli olarak kendi silahlarını Türkiye gibi ülkelere satmak istemesi krizi bir anda ekonomik-siyasi-güvenlik ekseninde genişletti. Bir de buna Batı’daki anti-Erdoğancıların Türkiye düşmanlığı kampanyası ve iki güçlü lider olan Erdoğan ve Trump'un karakteri devreye girince kriz daha da çetrefilli hale geldi” diye konuştu.

ABD de Türkiye de çok net

ABD-Türkiye arasında yaşanan krizin her açıdan iki tarafın da zarar göreceği bir gerginlik olduğunun altını çizen Özkan, ortak bir uzlaşı noktasında buluşulması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin şimdiden S-400 sonrası politikalara yoğunlaşması gerektiğini dile getiren Özkan, “İşin özü ABD de, Türkiye de çok net duruyor. Bence her ikisi de net olarak yarın neyin olacağının farkında değil. Bir bilinmeyen gelecek denkleminde sıfır toplamlı oyun halen devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye tezkere krizindeki gibi aşabilir

Türk-ABD ilişkilerinde son dönemlerde üç temel krizin yaşandığını hatırlatan Özkan şunları kaydetti: “Bunlardan birincisi 2003'teki 1 Mart tezkeresi idi. Ankara'ya tezkere sonrası kriz yönetimini öğretti. Türkiye o süreci çok güzel yönetti ve yapısal bir krize dönüşmeden atlattı. İkinci kriz Brunson kriziydi. Üçüncüsü ise S-400'ler. Bu krizde Ankara, 1 Mart tezkere krizini en az hasarla atlatmak için nasıl yönettiğine bakabilir. Türkiye, krizi ABD- Rusya arasında bir tercih yapma aşamasına getirmekten kurtardığı müddetçe eli zayıf değil. Ama iş bu tercihe gelirse her opsiyonda Türkiye kaybeden bir aktör olur.”

Stratejik müttefik kavramının içi boşaldı

Türk-Amerikan ilişkilerinin kopmayacağını dile getiren Özkan, “Stratejik düşman da olmaz. Son 15 yılda yaşanan gelgitlerin sebebi stratejik müttefik kavramının içinin boşalmış olması. Her iki taraf ta bu kavrama farklı anlamlar yüklüyor. ABD için bu kavram Türkiye’nin ABD yörüngesinden asla çıkmaması; Türkiye için ise ABD'nin bir müttefik olarak Ankara’nın terörle mücadelesinde kendisine destek vermesi” dedi.

S-400’den vazgeçilse de ABD Patriot vermez

Özkan, iki ülke arasındaki yol haritasından bahsederek, “Yeni bir ilişki çerçevesi krizlerden ders çıkararak yine krizlerle kurulacaktır. S-400 krizine bu anlamda bakmak lazım. Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir çerçeve oluşturulmadan ABD'nin Patriot vereceğini de zannetmiyorum. Önümüzdeki dönemde iki ülkenin ilişkisi statik değil son derece dinamik, türbülanslı ve gelgitli olmaya devam edecek. Çünkü hem Amerika hem de Türkiye, küresel sistemde kendilerini yeniden tanımlamaya ve konumlandırmaya çalışıyor” sözlerine yer verdi.