Türkiye Burslarıyla 1993-1997 yılları arasında İstanbul'da üniversite eğitimi alan ve bugün ülkesinde Ras Şehir Müzesi'nin müdürü olan Fuad Bacicanin, "Türkiye Bursları olmasaydı, herhalde okumamış insanlar olurduk." dedi.
Sırbistan'daki Boşnak nüfusun yoğun yaşadığı Sancak bölgesinin en büyük şehri Novi Pazar'da yaşayan Bacicanin, "Türkiye Bursları" ile eğitim alan yüzlerce Boşnak öğrenciden biri. 1993-1997 yılları arasında İstanbul'da üniversitede okuyan Bacicanin, bugün Novi Pazar'daki "Ras" isimli şehir müzesinde müdürlük görevini yürütüyor.
Bacicanin, neden Türkiye'de öğrenim gördüğünü, Türkiye'nin sağladığı burs imkanlarını, üniversite yıllarında kurduğu sağlam dostluklar ve yakın akrabaları dolayısıyla Türkiye ile kurduğu bağları AA muhabirine anlattı.
İlk, orta ve lise eğitimini Novi Pazar'da tamamladığını söyleyen Bacicanin, 1993-1997 yılları arasında Türkiye'de önce Bursa'da Türkçe öğrendiğini, ardından İstanbul'daki Marmara Üniversitesinde elektronik eğitim aldığını anlattı.
Türkiye'de eğitim alıp ülkesine döndükten sonra bir süre elektronik alanında çalıştığını dile getiren Bacicanin, sonra bu işten vazgeçip yeniden okumaya karar verdiğini ve bu kez Belgrad Üniversitesi'nde edebiyat eğitimi aldığını ifade etti.
Bacicanin, aynı üniversitede edebiyat alanında geçen yıl doktorasını da yaptığını anımsatarak halen Novi Pazar'daki Ras Şehir Müzesi'nde müdürlük görevini yürüttüğünü aktardı.
Eğitim için Türkiye'ye gittiği yıllara ve Türkiye Burslarının önemine de değinen Bacicanin, o yıllarda Balkan coğrafyası için kritik dönemler olduğunu, Bosna'daki savaş sırasında Sancak bölgesinin durumunun da çok kötü olduğunu anlattı.
Sancaklı Boşnakların o dönemde üniversite eğitimi için daha çok Saraybosna'yı tercih ettiğini söyleyen Bacicanin, savaş yılları olduğu için Saraybosna'ya gidemediğini, Belgrad ve Priştine'ye de gitmeyi tercih etmediğini belirtti.
Bacicanin, tercihini Türkiye'den yana kullandığını, Türkiye'ye giderek üniversite eğitimini burada aldığını ifade ederek "O zaman Türkiye'ye gitmeseydik herhalde okumamış olurduk. Priştine'ye gittim ama üç ay kalıp döndüm. O zaman Priştine Üniversitesi Sırpların elindeydi. Türkiye Bursları olmasaydı, okumamış insanlar olurduk. Gittik, okuduk ve geri döndük." ifadelerini kullandı.
Türkiye'yi "canı ve vatanı" olarak nitelendiren Bacicanin, çok sayıda yakın akrabasının Türkiye'de yaşadığını belirterek "Bizim her zaman Türkiye ile bağımız vardı. Hem benim, hem de bütün Sancaklı Boşnakların her zaman bağı vardı. Oraya gittik, okuduk ve o bağı, köprüyü baştan kurduk. Sancak ile Türkiye arasında her zaman bu bağ olacak." diye konuştu.
"Türkiye'de okumak zevkti"Türkiye'de aldığı eğitimle bugünkü mesleğinin çok ortak yanı bulunmadığını ancak Türkiye'deki eğitimi sırasında kütüphane, arşiv ve müzelere ilgi duyduğu anlatan Bacicanin, edebiyata yönelişine ilişkin de şunları kaydetti:
"Eski Osmanlı mirasını İstanbul'da gördüm. O miras, Sancak'ta da var. O bağı gördüm. Anladım ki bizim asıl mirasımız Osmanlı mirasıdır. Onun için geri dönünce edebiyatı araştırmaya başladım. Osmanlı zamanı edebiyatını araştırmaya başladım. Çok eser buldum. En önemli eserler olan mevlitleri, nasihatleri ve diğer Arap ya da Osmanlı harfleriyle yazılı Boşnakça edebiyatı araştırdım. Bu, hem Boşnakların hem Türklerin, hepimizin mirasıdır. 10 yıl kütüphanede çalıştım. Şu anda da müzede çalışıyorum."