Galalatasaray'a transfer olurken yaşadığı süreci anlatanMariano, ''Sevilla'da hazrılık kampındayken teklif geldi. Ondan sonra ailemle konuştum. Benim düşüncem de zaten Galatasaray'a gitmek yönündeydi ama tabii ki bağlı olduğum bir kulüp olduğu için Sevilla'yla da oturup konuştuk. İki taraf için de bu şekilde hareket etmenin daha olumlu olabileceğini düşündük ve ondan sonra transferim gerçekleşti'' dedi
'Neden Galatasaray'ı tercih ettin?' sorusu üzerine konuşan Brezilyalı oyuncu, ''Galatasaray'ı tercih ettim çünkü benim için, kariyerim için çok önemli bir adım olacaktı. Galatasaray'ın tarihine bakıldığında ne kadar önemli bir kulüp olduğunu anlıyorsunuz. O yüzden benim buraya gelmemi, Galatasaray'ı seçmemi motive eden en önemli sebeplerden bir tanesi Galatasaray'ın tarihi. Devamlı kazanmak isteyen bir takım olması, devamlı kazanan bir takım olması... Bunlar bir araya gelince kariyerimde önemli bir adım olarak düşündüm burasını'' ifadelerini kullandı.
'YENİ KURULAN BİR TAKIMIZ'
''Yeni kurulan bir takımız. Birçok yeni oyuncu var ve böyle bir takımın tabii ki çok iyi bir başlangıç yapması her zaman mümkün olmayabilir. Oyuncuların birbirine alışması, birbiriyle oynamaya çalışması zor bir şeydir. Ama bence bizim iyi bir başlangıç yapmamızın en önemli sebebi tabiri caizse bu sırrın en önemli unsuru kazanmak isteyen bir takım, bu karaktere sahip bir takım. Aramıza katılan yeni arkadaşlarımız bu karakterde, herkesin mücadele seviyesi en yüksek ve buraya kazanmak için gelmişler. Kazanmak isteyen insanlar hep bir araya toplanınca ister istemez böyle bir performans ortaya çıkıyor.''
'GARRY ÖNEMLİ BİR OYUNCU'
''Garry Rodrigues ile uyumumuz çok önemli. Hem bizim hem de takımın başarısı için çok çok önemli. Bence Garry önemli bir oyuncu, çok büyük bir oyuncu ve bana da mutlaka mutlaka çok yardımı oluyor saha içinde. En önemli avantajlarından birisi onun da Portekizce konuşması. Bu sayede saha içinde rahat bir şekilde anlaşabiliyoruz. Diğer taraftan çok hareketli bir oyuncu. Defansın arkasına koşular yapmayı seviyor. Bu tip oyuncularla oynadığınız zaman ister istemez size de alan açılıyor ve o da beni rahatlatıyor. O yüzden genel anlamda uyumumuz iyi. Bu da takımın performansına yansıyor.''
'TÜRKİYE LİGİ GELİŞİYOR'
''La Liga ile Süper Ligi kıyaslanması istenen 31 yaşındaki oyuncu, ''Bakıldığı zaman Türkiye Ligi'nde çok kısa bir süredir oynuyorum. Tabii ki çok sağlıklı anlamda, çok geniş bilgilerle bu değerlendirmeyi yapamam ama ilk intiba anlamında hepimizin zaten bildiği gibi İspanya Ligi çok kaliteli bir lig. Rekabet seviyesi çok yüksek ve teknik anlamda çok üst seviyede bir lig. Türkiye Ligi'ne bakıldığı zaman Türkiye Ligi'nde de çok iyi takımlar var. Şampiyonluk anlamında, yukarısı için mücadele edecek takımlar biraz belli gibi. İşte Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş... Bunları sayabiliriz. Ama bence Türkiye Ligi de bence gelişen bir lig, büyüyen bir lig. Çünkü takımlara bakıldığında çok önemli oyuncular var. O yüzden mutlaka Türkiye Ligi'nin seviyesi de her geçen gün daha da artacaktır'' diye konuştu.
'HER ANTRENMANDA, HER MAÇTA BİRBİRİMİZE ALIŞIYORUZ'
''Futbolda defans hattı çok önemli ve birçok oyuncunun yeni olması ilk defa beraber oynuyor olması çok kolay bir şey değil. Belli bir sürece ihtiyacınız var ama tabi antrenmanlarda da buna hep çalışıyoruz, bu konu üzerine gidiyoruz. Her geçen antrenman, her geçen maç mutlaka birbirimize daha da çok alışıyoruz. İlk başlarda kolay olmuyor. Mutlaka birbirinizi tanımanız gerekiyor ama az önce de söylediğim gibi her geçen gün daha da iyiye gidiyor.''
'MUSLERA MÜKEMMEL BİR İNSAN'
''Muslera ile ilgili en ufak kötü bir şey söyleyemem. Aklıma gelen bütün şeyler olumlu, hep pozitif, hep güzel şeyler. Bize burada inanılmaz yardımcı oluyor. Dil anlamında Portekizce'yi de konuşabildiği için özellikle bize çok yardımcı oluyor. Zaten kaleciliği için bir şey söylenemez, mükemmel bir kaleci. Uruguay Milli Takımı'ndan da bildiğim bir oyuncu. O yüzden onla oynadığım için çok çok mutluyum. Hem saha içinde hem de saha dışında mükemmel bir insan. Zaten siz Türkler benden daha iyi biliyorsunuz. Herkes onu çok seviyor.''
'TUDOR REKABETİ SEVİYOR'
''Aslında bakıldığı zaman büyük takım hocaları üç aşağı beş yukarı biribrlerine benziyorlar. Hep kazanmak istiyorlar. Amaç hep bunun üzerine kurulu. Tudor'a bakıldığı zaman o da aynı şekilde devamlı rekabeti seven, devamlı daha iyiyi hedefleyen, her oyuncusundan daha fazla bir şeyler almak için elinden geleni yapmaya çalışan bir görüntüsü var. O yüzden tabii ki onunla beraber en iyi şekilde devam edip, sonunda mutlu sona ulaşabilmek.''
'BAŞARI İÇİN ARKADAŞLIK ŞART'
''Başarılı olmak istiyorsanız mutlaka takım içindeki arkadaşlık ortamı çok çok önemli. Biz de bunu en iyi şekilde sağladığımızı düşünüyorum. Yeni katılan çok arkadaşımız var. Eskiden beri burada oynayan arkadaşlar var. Onların beraber uyumu çok önemli Çok iyi de gidiyoruz o anlamda. Diğer taraftan bence buradaki altın kelime saygı. Saha içinde de saha dışında da devamlı birbirimize saygılı bir biçimde davranıyoruz. O yüzden böyle olunca da ister istemez bu saha içindeki performansınıza da yansıyor. Diğer taraftan kramponsuz gol sevincine gelince ben genelde oyundan çıkınca ayaklarımı biraz daha rahatlatabilmek için kramponlarımı çıkarmayı seviyorum. O anda da gol oldu. Tabii ki önemli olan o golün gelmeseydi. Artık orada kramponlu da olsam kramponsuz da olsam koşmam gerekiyordu ve bir anda o şekilde koştum.''
'ŞAMPİYON OLMAK İSTİYORUZ'
''Bizim için aslında puan farkından bağımsız olarak en önemlisi şampiyon olmak. O yüzden sezon sonunda şampiyon olduktan sonra 10 puan farkla şampiyon olmak veya 1 puan farkla şampiyon olmak arasında çok da bir fark yok aslında. Maç maç bakıyoruz. Her maça özel hazırlanıyoruz. Ve sonuçta şampiyon olmak istiyorsanız mutlaka diğer takımlardan iyi olmanız gerekiyor. Bizim de yapmamız gereken bu. Her zaman odaklandığımız şey de bu. En iyi şekilde çalışarak, her maça en iyi şekilde hazırlanarak sezon sonunda mutlu sona ulaşmak istiyoruz.''
'DERBİ İÇİN EKSTRA HAZIRLANMIYORUM'
Fenerbahçe maçına Aslında hazırlık anlamına diğer maçlara hazırlandığım gibi hazırlanıyorum. Çünkü her oynadığım maça en iyi şekilde hazırlanmayı seven bir oyuncuyum. O yüzden bu maç için özel yaptığım bir şey yok. Tabii ki bu derbi. Çok çok önemli. Kulübümüz için, camiamız için, bizler için, taraftarlarımız için çok çok önemli. Mutlaka maç başladığı anda, düdük çaldığı anda taraftarımızın da desteğiyle ortam farklı bir maç havasına bürünecek, onu çok iyi biliyorum. Ama hazırlık anlamında kendim için, az önce de belirttiğim gibi aynı şekilde bu zamana kadar maçlara nasıl hazırlandıysam yine aynı şekilde bu maça da öyle hazırlanıyorum. Eğer biz her zaman yaptığımız gibi birbirimize en iyi şekilde yardım edersek, birbirimiz için koşarsak ve daha önceki yaptığımız maçlardan biraz daha fazlasını bu konuda gösterirsek , her birimiz arkadaşımız için koşar, mücadele edersek bence bu maçı alabiliriz.
'KAZANMAYA ODAKLANDIK'
Derbi için aslında sadece Muslera ve Selçuk değil, kulüpte zaten kiminle konuşsanız gerekli bilgileri alabiliyorsunuz. Çok önemli olduğunu mutlaka hepimiz biliyoruz. Sonuçta bir derbi. Umarım pazar günü taraftarlarımıza unutamayacakları bir derbi yaşatırız. Kazanmaya odaklanmış durumdayız.
Gomis'in gol sevinci ile ilgili de konuşan Mariano, ''Gomis gol attığı için ister istemez gol sevinci olayına alışık. Nasıl sevineceğini biliyor. Kendi özgü bir tarz oluşturmuş. Ben şimdi pek gol atmadığım için, gol atmam da birazcık zor olduğu için şu an size bir şey söyleyemeyeceğim. O anda bir şey gelişecektir mutlaka. Umarım gol atarım. Ondan sonra herkes görür'' diyerek sözlerini noktaladı.