Gazze'nin tel örgüler içinde yıllarca insan ve mal girişine kapalı olduğunu, temiz, atık su, elektrik, ısınma, barınma, güvenlik, özgürlük gibi mahrumiyetler yaşandığını belirten Çam, "İnsanlık dramlarının yaşandığı daracık mekandaki mazlum Filistinlilere İsrail'in her saldırısı kendi geleceğine bir darbedir." ifadesini kullandı.
TİKA Başkanı Çam, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tarihinde defalarca zulüm görmüş, katliam, göç dalgaları yaşamış. Aslında biz Müslümanların tarihi olan İbrahim, Musa Aleyhisselam gibi tüm nebilerin döneminin mazlumlarını, Sefarad Yahudilerini, Holokost mağdurları gibi bütün bu gelenekleri olduğunu iddia eden bir devletin bugünkü durumu? Bir hakkaniyeti koyma adına: İsrail'in kurulması sonrası devletin tanınması,(Bu kadar tarihi acı ve toprakların kaybına rağmen) 100 yıl, 500 yıl öncesi verilen destekler? Türkler hep direk ya da dolaylı desteği, hatta himayesi oldu; Peki bugün Türkiye'nin bölgedeki katkısı bilindi mi?"
Çam, Kudüs'ün statüsünü şımarıkça dünyadaki milyarlarca Müslüman ve Hristiyan'ın tartışmasına açan, son aylardaki çirkin hamlelerle sadece İsrail'de değil tüm dünyada yaşayan Yahudilere dolaylı zarar verdiklerinin farkına dahi varamayan sığ bir devlet anlayışının delice devam ettiğini belirtti.
Bu şımarıklıkların, bazı siyasilerin biraz daha tartışılmasını perdeleyebileceği değerlendirmesinde bulunan Çam, "Bir takım güç devşirmeleri olacaktır ama kısa sürecek. Zulümle abad olunamadığına en büyük delil Auschwitz'deki kamptır. Türkiye, tutarlı bir şekilde her kim olursa olsun mazlumun yanında oldu ve olacak." ifadelerini kullandı.
Çam, Türkiye'nin kalkınma kuruluşu TİKA'nın, her zaman barış ve huzurun tesisi için çalışacağının altını çizdi.
Çam, son olarak, "Sabreden zafere ulaşır" hadisi şerifini paylaştı.