'Türkiye ile Azerbaycan iletişim ve medya alanında da omuz omuza'

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev, Türkiye ile Azerbaycan'ın bütün alanlarda olduğu gibi, iletişim ve medya alanında da omuz omuza çalıştığını ve bu iş birliğinin Karabağ Savaşı sürecinde de sürdüğünü söyledi.

Hacıyev, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca düzenlenen ve iki gün sürecek Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'nde (Stratcom Summit '21) "Karabağ: Bir Zaferin İletişimi" başlıklı konuşma yaptı.

Statcom Summit '21'e davet edilmekten ve Türkiye'de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Hacıyev, "Kardeş Türkiye'nin iletişim başta olmak üzere her alanda elde ettiği başarılar, kardeş ülke olarak Azerbaycan'ı da çok mutlu ediyor. Kardeş Türkiye, her alanda olduğu gibi, iletişim alanında da sadece bölgemizde değil, dünyada da kendi stratejik politikasını hayata geçiriyor." dedi.

Hacıyev, henüz dünyada stratejik iletişim kavramının çok bilinmediği dönemlerde, Azerbaycan'ın bağımsızlığının ilk gününden bu yana dezenformasyon ve yalan haberlere, hibrit ve enformasyon savaşlarına, psikolojik savaşlara maruz kaldığını belirtti.

'HAKLI OLMAK ADİL OLMAK YETERLİ DEĞİLMİŞ'

Ermenistan'ın Azerbaycan'a karşı işgalci siyasetinin de bunun örneği olduğunu belirten Hacıyev, şöyle devam etti:

"Dünyanın bunların farkına henüz varmadığı, dezenformasyonun ne olduğunu tam kavramadığı bir dönemde Azerbaycan bunlara maruz kalmıştı. O dönem bu savaşa karşı hazırlıklı değildik. Ermenistan, Azerbaycan topraklarını günden güne işgal etse ve bu işgale terör ve ayrımcılık eşlik etse de, dünya Azerbaycan'ı kınıyordu. İnsanlarımız Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından öldürüldüğünde, 'Azerbaycanlılar Ermenileri öldürüyor' diye takdim edilirdi. Burada, sahte 'Ermeni soykırımı' adı altında tüm dünyada bu propaganda hayata geçirilmekteydi."

Azerbaycan'ın ise kendi haklı savaşını yürüterek dünyaya gerçekleri anlatmaya çalıştığını belirten Hacıyev, "Biz o zaman anladık ki haklı olmak, adil olmak yeterli değilmiş." dedi.

Hacıyev, haklı ve adil olduğunu dünyaya anlatmak için aktif ve akıllı bir siyaseti hayata geçirecek bir iletişim stratejisi geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu Azerbaycan'ın fark ettiğini anlattı.

Azerbaycan'ın, Ermenistan ve Ermenistan lobisinin faaliyetleri karşısında askeri, diplomatik ve iletişim politikalarını stratejik düzeyde bir araya getirdiğini de dile getiren Hacıyev, bu enformasyon ve askeri savaş süreci zor olsa da Azerbaycan'ın hakikati dünyaya anlatmayı başarabildiğini kaydetti.

'TÜRKİYE İLE AZERBAYCAN BÜTÜN ALANLARDA OLDUĞU GİBİ, İLETİŞİM VE MEDYA ALANINDA DA OMUZ OMUZA'

Hacıyev, Azerbaycan halkının Karabağ savaşında haklı mücadelesini ortaya koyduğunu ve yürüttüğü stratejik iletişimle haklılığını ortaya koyduğunu anlattı.

Azerbaycan'a karşı yürütülen propagandayla mücadele ettiklerini belirten Hacıyev, "Ermenistan tarafından hibrit savaş, psikolojik savaş esnasında ülkemize karşı bir propaganda vardı. Dünya medyasında maalesef ki Azerbaycan'a karşı birçok kapılar kapalı kalmaya devam ediyor." dedi.

Hacıyev, bu süreçte Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in dünya medyasıyla birebir temas kurarak ülkenin iletişim stratejisinin yürütülmesinde önemli rol oynadığını vurguladı. Karabağ Savaşı sürecinde sosyal medya hesaplarının da aktif şekilde kullanıldığını ve Azerbaycan halkının sesinin dünyaya duyurulduğunu anlatan Hacıyev, gerçekler ortada olsa da Azerbaycan'a karşı yalan haber ve iftiraların sürdüğüne dikkati çekti. Şuşa işgalden kurtarıldığında bile Ermenistan'ın hala kendi yalanlarına inanarak savaştan galip çıktığını düşündüğünü söyleyen Hacıyev, "O kadar yalan konuştular, o kadar dezenformasyon yaptılar ki kendi yalanlarına inanmaya başladılar. Ama gerçekte şartlar çok farklıydı." diye konuştu.

Hacıyev, savaş sürecinde çıkan yalan haberlere şu örneği verdi:

"Savaş döneminde şöyle bir haber ortaya atıldı: Ermenistan'ın savaş uçakları havada mahvolmuş ve güya Türkiye'nin F16 uçakları bu Ermenistan savaş uçaklarını havada mahvetmiş. Bu da bir yalandı. Bunu bütün dünyaya yaymaya çalıştılar. Kardeş Türkiye'yi bu konuda suçlu çıkarmaya çalıştılar. Ama teyit etme prensibiyle hakikatlerin tespit edilmesi ve dünyaya anlatılması bizim için çok önemli bir işti. Bu hususta kardeş Türkiye ile Azerbaycan'ın bütün alanlarda olduğu gibi, iletişim ve medya alanında da omuz omuza çalıştığını belirtmek isterim."

TÜRK MEDYASINA TEŞEKKÜR

Hacıyev, Karabağ Savaşı sürecinde de bu iş birliğinin sürdüğüne işaret ederek "Cephede Azerbaycan ve kardeş Türkiye'den medya mensuplarımız omuz omuza bu hakikat savaşındaydılar. Bu hakikati dünyaya anlatmak istikametinde çalıştılar. Bu vesileyle kardeş Türkiye medyasına da Azerbaycan'ın haklı sesini dünyaya duyurduğu için teşekkür ederim." diye konuştu.

Sosyal medya hesaplarından Azerbaycan halkına destek veren Türk halkına da teşekkür eden Hacıyev, Karabağ Savaşı sırasındaki tüm bu gelişmelerin, stratejik iletişimin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini vurguladı. Hacıyev, marka olarak "Türkiye" ibaresinin kullanımına ilişkin Cumhurbaşkanlığı genelgesini hatırlatarak Türkiye'yi ulusal markalaşma sürecinden dolayı tebrik etti.

İşgalden kurtulan Azerbaycan topraklarının, işgal sırasında büyük bir vahşet ve yıkıma uğradığını anlatan Hacıyev, Azerbaycan'ın da savaştan sonraki bu dönemde yeni bir ulusal markalaşma sürecine gideceğini belirtti. Hacıyev, "Ermenistan'ın vandalizmine cevap olarak biz kuruculukla, Karabağ'ı yeniden kurarak, yeniden cennete çevirerek insanlarımızı onurlu bir şekilde o topraklara kaydırarak bu politikayı hayata geçirme sürecindeyiz." dedi.