Pagan ve zoofiller köpek maskesi takıyor

Köpeğe üstünlük ve kutsallık atfeden anlayışın pagan anlayışı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu: "LGBT'nin zoofili kısmı hayvanseverlik adı altında topluma dayatılıyor. Ailenin yok sayılması ve insan üremesinin azaltılması mantığıyla köpekle eşit yaşam hakkı istiyorlar. Bu şahıslar ruhsal anlamda sorunlu. Aile Bakanlığı harekete geçip gelecek nesilleri bu hastalıklı zihinlerden korumalı."

Söyleşi: Özlem Doğan

CHP’yi arkasına alan mama lobisi ve köpek taparlar sokak yasa tasarısının Meclis’e gelmesiyle daha da saldırganlaştı. Videolar çekerek açıkça iç savaş tehdidinde bulunan şahıslara vatandaşlardan tepki yağarken sokak köpeği saldırıları da devam ediyor. Köpekler üzerinden sokak çağrıları yapan siyasiler ve rantçı kesimler de provokatif söylemlerini sürdürüyor. Erzurum Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu’yla başıboş sokak köpeği sorununu ve insanla hayvanı bir tutan grubun asıl amacını konuştuk.

HAYVAN HAKKI DİYE BİR ŞEY YOK

Köpek istismarcılarının sokak hayvanları yasa teklifiyle birlikte devleti tehdit eder boyuta geldiğini görüyoruz. Hangi hukuk sistemi bir çocukla bir köpeği eşit sayabilir?

Hayvan hakkı ifadesi hukuk ve veteriner bilimlerinde karşılığı olmayan bir terim. Hak insan için kullanılır, hayvanın refahı olur, bunu da insan sağlar. Hayvanlara karşı işlenen suçlar, eziyet, kötü insan davranışları olabilir, bu durumda hukuk devreye girer. Hayvanlar değil, sadece köpeklere türcü bir anlayışla yaklaşmak ve bunu hayvan hakkı olarak ifade etmek temelden yanlış bir ifade.

Başıboş sokak köpekleri belirli gruplar tarafından neden bu derece istismar ediliyor?

Köpeklerin başıboşluğu, ülkemizde yaklaşık 30 senedir maddi ve manevi açıdan istismar edilen bir konu. Başıboş köpek sırtından, rant ve ruhsal tatmin peşinde olan insanlar ne yazık ki, insanların ödediği bedelleri ve aslında bir milletin bizar halini, görmez, umursamaz. Genelde ‘sadece iki kişi öldü, birkaç kişi zarar gördü, pireyi deve yapıyorsunuz’ şeklinde akıl almaz, vicdan dışı ifadelerle köpek başıboşluğunun aynı kişisel amaçları için (rant ve psikolojik) sürmesini istiyorlar.

İNSANI SEVMEYEN HAYVANI SEVEMEZ

Çocukların parçalanmasından rahatsız olmayan bu grupların gerçekten hayvan sever olduğuna inanıyor musunuz?

İnsanı, kendini, kendi türünü sevemeyen, başka bir canlıyı sevemez. Zaten burada konunun sevgi olmadığını, insanın bir tek parmağının, bir insanın sağlığı ve huzurunun; bilimde, etikte, dinlerde ve tüm öğretilerde, hayvanlarla mukayese bile edilemeyecek şekilde üstün ve öncelikli olduğu kabul edilir. Veteriner bilimleri ve tüm bilim dallarının birinci amacı insan sağlığı ve refahını sağlamaktır; daha sonra hayvanlar-çevre ve ekosistemi korumak ve desteklemek gelir. Dünyada ve Türkiye’de binlerce yıldır, evcil hayvanlar evde yaşar, hayvanın evi ise barınaktır.

HİNDİSTAN’LAŞMAYA DOĞRU GİDİYORUZ

‘Kısırlaştır, yerine bırak’ metodu çözüm olabilir mi?

Şu an sadece dünyada Hindistan ve Türkiye’nin uyguladığı bir metot ve asla sonuç vermeyecek bir oyalama metodu. Saldırganlık, insana verdiği zararlar, ısırma, parçalama, ölüm, trafik kazaları, insana bulaşan hastalıklar, bu metotla hiçbiri değişmez, artarak devam eder. Başıboş köpek sorunu milletimizin yüzde 90’ından fazlasının rahatsız olduğu ve istemediği bir durum. Belediyelerin, siyasi partilerin veya kişilerin görüşüyle bir düzen tesis edilemez. Yasa neyi gerektiriyorsa ve belediyelerin sorumlulukları neyse onu yapmak zorundalar. Yasa tasarısını hazırlayan ve destekleyen iktidar partilerinin en önce 2028 gibi istismar edilebilecek bir uzun zaman sınırını düzenlemeleri gerekiyor. Bu durum partilerin ve kişilerin insafına bırakılmayacak kadar aciliyet taşıyor.

Köpekler daha önce bu kadar rahatsız edici bir artışa sahip değildi. Son birkaç yıldır bu sorunla karşı karşıyayız. Bu duruma nasıl gelindi?

Köpekler üstsel matematik fonksiyonuyla sayılarını artırıyorlar. Her geçen gün daha fazla köpek daha fazla üremeyle karşımıza çıkıyor. Hayvan sayısı arttıkça insana saldırı ve buna bağlı kazalar da çoğalıyor. Sokakta ne kadar başıboş hayvan olursa mama lobisinin o kadar çok işine geliyor. Hayvanlar da çok iyi beslendikçe daha çok ürüyorlar. Hindistan’da bizim köpek varlığımızın 7-8 katı köpek var ama bizdeki saldırı insidansı yakında Hindistan’a ulaşabilir.

ZOOFİLİ SAPKINLARI DA İŞİN İÇİNDE

Sözde köpek haklarını savunan şahısların garip sesler çıkararak bağırdığını ve eylemler yaptığını görüyoruz. Meclis’te bile başıboş sokak köpekleri gibi davranışlar sergilediklerine şahit olduk. Ayrıca LGBT taraftarları da bu kesimleri destekliyor. Bu grupların asıl amacı nedir?

Köpeğe yönelik bir pozitif ayrımcılık var. Batıda insanlar tek başına ve köpekleriyle yaşıyor. LGBT’lerin içerisindeki zoofili kısmı da muhtemelen bu konseptte değerlendirilip karşımıza çıkıyor, bir şekilde dayatılıyor. Çocuklarımıza ve gençlerimize verilen mesajlar da bu anlamda paralellik taşıyor. Hayvanlarla eşit yaşam hakkı diyorlar ama burada kasıt sadece köpek. Ailenin yok sayıldığı, önemsenmediği, cinsiyetsizleştirme, insan üremesinin azaltılması gibi bir mantıkla köpekle eşit yaşam hakkı istiyorlar. Şimdi de koyun, inek değil, kedi değil, sadece köpek diyerek eşit ahlak standardı söylemini başlattılar.

Bu hastalıklı zihin yapısı Türk toplumunun aile yapısını zedelemez mi? Bu marjinal grupların sesleri gür çıkıyor. Üstelik CHP tarafından da destekleniyorlar. Bu sorun nasıl çözülebilir?

Bu bakış açısının Aile Bakanlığı tarafından incelenmesi ve Türkiye'den uzaklaştırılması gerekiyor. Köpek de bir hayvandır ve diğer hayvanlarla eşittir, insanla eşitleyemezsiniz. Fakat bu grupların iddiası ve ifadesi sadece köpekle eşit yaşam hakkı. Midelerinde tavuk şişle, kuzu pirzolayla hayvana eşit yaşam hakkı istiyorlar. Köpeklere çocuk diyen, çocuklarımızı köpeklerden daha aşağıda gören veya milletin çocuklarıyla köpeklerin yaşam hakkını ve kıymetlerini eşitlemeye çalışan bir bakış açısına sahipler.

KÖPEK KUTSALLIĞI, PAGAN ANLAYIŞ

Ruhsal sorunları olan ve tedavi edilmeleri gereken kişiler de köpek savunuculuğu yaptıkları için kendilerinin ciddiye alındığını görünce daha da saldırganlaşıyor sanki, yanılıyor muyum?

Ben de bu şahısların ruhsal anlamda sorunlu olduğunu düşünüyorum. Bizler o gruplarla muhatap olmak zorunda kalan insanlarız. Ben, hayvan refahı çalışan biri olarak bu zihniyeti taşıyan kişilerin bakış açısını ve seviyelerini biliyorum. Komisyon çalışmalarında bu durum ülkemizin ve devletin de dikkatini çekti. Bu zihniyetle Türkiye’de yaklaşık 30 senedir beraberiz. Bu hastalıklı fikirlerin normalleşip gelecek nesillerimize aktarılmaması da sıfır başıboş köpek politikasına bağlı. Köpek bir hayvandır, evde ya da barınak da yaşar. Köpeği diğer türlerle eşitlememiz gerekiyor. Köpeğe üstünlük ve kutsallık atfeden anlayış pagan anlayışıdır. Köpeklere daha fazla kurban vermeyeceğiz. Bir grup marjinal ve azgın azınlığa çocuklarımızın bir tek telini bile kurban etmeyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımıza da bunun sözünü verdi.